Adanmışlığın dört türü

Biz sıradan vatandaşlar henüz koronavirüs’ün ‘k’sini duymamış, pandemi diye bir bela başımıza sarılmamışken, enteresan bir yazı okumuştum. Başlığı şuydu: “Belirsizlik, güveni besler mi?” Marco Annunziata imzalı, medium.com adlı sitede yayınlanan makale, Türkiye’nin yer almadığı Ekonomi Politikası Belirsizlik Endeksi’nden hareketle ‘ekonomik belirsizlik’ ile ‘güven’ arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyordu…
Ve başlıkta sorduğu sorunun cevabı; “Evet” idi… Tabii her bilimsel araştırmada olduğu gibi, konu edilen evreni çevreleyen koşullar altında… Bu imkânsız gibi görünen sonuca ulaşırken üç hususa bakılmış: “1. Belirsizlik, medyadaki haberlerde ne kadar yansıtılmış. 2. Ekonomistlerin temel ekonomik değişkenler hakkında farklı tahminlere sahip olma dereceleri. 3. Yakında sona erecek vergi düzenlemeleri.”
Karşımızdaki tablo şimdi netleşti işte… Ekonomik olarak somut bir belirsizlik olmasına karşın topluma yönelik yapılan iletişimde bu belirsizlik üzerinden güveni sarsacak bir ‘algılama yönetimi’ yapılmamış… Dolayısıyla güven sarsılmamış, hatta söylendiğine göre yükselmiş…
Yani bizdeki gibi “Öldük, bittik, açız” edebiyatına girişilmemiş… Kafa karıştıran ekonomik terminolojiyle ve fikirleri çelişen uzmanlarla ortalık karıştırılmamış… Sosyal medyadan ‘atış serbest’ yöntemiyle yalan, dolan, ‘kara propaganda’ ve manipülasyona girişilmemiş…
Yani, ekonomik belirsizlik durumu toplumda infial uyandıracak biçimde konu edilmemiş… Böylece ‘güven’ konusunda sorun yaşanmamış…
Güven ve belirsizlik (müphemiyet) arasında doğrudan bir ilişki olduğu açık…

Devamı Z Raporu Ocak 2022 sayısında…

Dikkat çekenler...