Türkiye; 1 trilyon dolar değerindeki 710 milyar metreküp doğal gaz rezerviyle yeni yüzyılına girdi. Komşu ülkelerimizin neredeyse tamamında petrol ve doğal gaz fışkırmasına rağmen, Türkiye bir asırdır bu kaynaklara uzaktan baktı. Üzerinde oturduğumuz kaynaklara bigâne yaşadı. Kifayetsiz politikaların faturası olarak her yıl milyarlarca dolarlık petrol ve doğal gaz ithal etmek zorunda kaldı. “Komşuda var bizde niye yok?” sorusu söylemden öteye gitmedi.
Enerjide bağımsızlık ateşini yakmamızı sağlayan ilk önemli adımlar bundan on yıl önce atıldı. Karada ve denizde fosil yakıt aramayı yerli imkânlarla yapmaya karar veren Türkiye, önemli bir politika değişikliğini gitti. Kendi sismik arama ve sondaj gemilerini inşa etme ve satın alma yoluna gitti. Para vererek açtırdığımız kuyuların üstünü “burada bir şey yok” diyerek betonla kapatan yabancı şirketlerle yollarını ayırdı.
Son yarım yüzyılda petrolde irili ufaklı birkaç kuyuda petrol keşfetsek de, düne kadar özlemini çektiğimiz doğal gaz konusunda yaptığımız aramalar sonuçsuz kalmıştı. Türkiye, 20 yıldır izini sürdüğü ve bu uğurda milyarlarca dolarlık yatırım yaptığı doğal gaza nihayet kavuştu. İlk doğal gaz keşfine küçük bir rezerv de olsa Silivri’de imza atmıştık. Aradıkça bulan, buldukça daha çok aramak isteyen bir enerji politikasıyla Türkiye, kayda değer büyüklükteki doğal gaz rezervini Batı Karadeniz’de buldu. Karadeniz’deki sondajda 320 milyar metreküp doğal gaz rezervinin keşfedildiğini 21 Ağustos 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan duyurmuştu.