Türk ekonomisinde dezenflasyon süreci nereye gidiyor?

Türk ekonomisinde 2018 yılından itibaren fırlayan enflasyon şu anda ekonomi yönetiminin bir numaralı gündemini oluşturuyor. Mevcut ekonomi yönetimi enflasyonun düşürülmesi için ana politika aracı olarak faizlerin yükselmesini ve bankaların kredi musluklarının kısılması yolunu seçti. Bu sayede, iç talebi düşürmek ve satıcıların fiyat artışı gücünü kırmayı amaçlıyor. İç talebin diğer önemli aktörü olan kamu kesiminin de harcamalarının kısılması öngörülüyor.

Ancak, her iki aktörün de (hane halkı/tüketici ve devlet) tüketimlerinin kısılması zor görünüyor. Tüketici tarafında, kredi muslukları kapansa da dar gelirli kesim hariç tüketim çılgınlığı devam ediyor. Bu da satıcılar tarafında fahiş fiyatlama davranışını devam ettiriyor. Kamu tarafında ise Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu konudaki açıklamalarının gerçeğe ne kadar yansıyacağı henüz belli değil.

Öte yandan, dezenflasyon sürecinin ekonomide küçülme olmadan, ya da asgari zayiatla yapılması önemli. Zira programa halk desteğinin oluşturulması gerekiyor. Arjantin örneği bu konuda güzel bir ipucu sağlıyor. Arjantin’de 10 Aralık 2023’de göreve gelen Başkan Milei döneminde benzer politikalar izleniyor. Ancak, enflasyonun 2023 yılındaki yüzde 132 seviyesinden 2024 yılında yüzde 240’ların üzerine çıkması bekleniyor. Bunun önüne geçmek için Milei çok şiddetli bir programla Arjantin ekonomisini “durdurdu.” Küçülen ekonomi halkın protestosuyla karşılaşıyor.

 

Devamı Z Raporu Mayıs 2024 sayısında

Dikkat çekenler...