TÜRKİYE, YILIN ILK 8 AYINDA 6,4 MİLYAR DOLAR ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIM ALDI. BU YATIRIMLARIN YÜZDE 33.8’İNİ İMALAT SEKTÖRÜ, YÜZDE 21.2’SİNİ TOPTAN VE PERAKENDE TİCARET SEKTÖRÜ ALIRKEN, ULAŞTIRMA VE DEPOLAMA SEKTÖRÜ İSE YÜZDE 10.1 ORANINDA YATIRIM ÇEKTİ. TÜRKİYE’YE EN FAZLA YATIRIM YAPAN ÜLKELER İSE HOLLANDA, ALMANYA VE ABD OLDU. DÜNYANIN BAĞLANTI NOKTASI KONUMUNDA BULUNAN TÜRKİYE, 4 SAATLİK UÇUŞ MESAFESİYLE 70 ÜLKEYE, 1,3 MİLYAR İNSANA VE 30,2 TRİLYON DOLARLIK EKONOMİYE ULAŞMA İMKÂNI SUNUYOR.
GİZEM TÜMBAY KOÇAK
82 binden fazla uluslararası şirketin faaliyet gösterdiği Türkiye, küresel çapta doğrudan yatırımların azaldığı bir dönemde uluslararası doğrudan yatırımları yüzde 12 oranında artırmayı başardı. Türkiye 2023’te Fransa, İngiltere ve Almanya’nın ardından Avrupa’nın en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken 4’üncü ülkesi oldu. 2023 Haziran ayından bu yana da doğrudan yatırımlarda yeniden artış yaşanmaya başladı. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu’na göre, Türkiye izlediği eşgüdümlü para, maliye ve gelirler politikası sayesinde hem iç piyasada hem de uluslararası arenada önemli bir güven ortamı oluşturmayı başardı. Cari dengede sağlanan iyileşme de bu başarıda kilit rol üstlendi. Türkiye’yi rakip ülkelerden ayıran özelliklerin başında ise genç ve dinamik nüfusu, nitelikli işgücü, küresel krizlere karşı dayanıklı ekonomisi, Ar-Ge ekosistemi, jeostratejik konumu, Serbest Ticaret Anlaşmaları, Gümrük Birliği’ne taraf olması, küresel değer zincirlerine entegrasyonu ve üretim üssü olma özelliği gösteriliyor.
Uluslararası yatırımcının gözünde Türkiye hangi avantajları taşıyor?
Yeni teknolojilerin ortaya çıkmasıyla birlikte, yatırım projelerinin yapısı ve ülkelerden beklenenler önemli ölçüde dönüşüyor. Bu yapısal değişim, Türkiye için hem önemli fırsatlar sunuyor hem de küresel rekabetteki konumumuzu güçlendirme gerekliliğini ortaya koyuyor. Türkiye güçlü altyapısı, nitelikli insan kaynağı ve stratejik coğrafi konumu sayesinde bu dönüşüme uyum sağlayan ülkeler arasında ön plana çıkıyor. Bu süreçte yakaladığımız ivme, hem ekonomimizi güçlendirecek hem de küresel değer zincirlerinde daha etkin bir rol oynamamızı sağlayacak. Türkiye, son 21 yılda yıllık ortalama yüzde 5,4’lük güçlü bir büyüme oranı yakalayarak şoklara karşı dirençli bir ekonomi oluşturdu ve Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülke olarak genç ve dinamik iş gücünden faydalandı. Eğitimli işgücü ve gerçekleştirdiği enerji, ulaşım, iletişim ve sağlık alanlarındaki altyapı yatırımlarıyla Türkiye, uluslararası yatırımcılar için cazip bir ekosistem sunuyor. Uluslararası doğrudan yatırımları (UDY) çekme amacıyla hayata geçirdiği kapsamlı reformlar sayesinde Türkiye, bölgedeki UDY’lerin odak noktası haline geldi.
2002 yılında yaklaşık 5 bin 600 uluslararası şirketin faaliyet gösterdiği Türkiye’de, bu sayı günümüzde 82 bini aşmış durumda. OECD 2023 verilerine göre, küresel UDY akımları azalırken Türkiye’ye gelen UDY akımı yüzde 12 artış gösterdi. Ayrıca European Attractiness Survey 2024 Raporu’na göre Türkiye, 2023 yılında çektiği 375 adet sıfırdan (greenfield) uluslararası doğrudan yatırım projesiyle 45 ülke arasında Fransa, İngiltere ve Almanya’nın ardından Avrupa’nın en fazla UDY projesi çeken 4’üncü ülkesi oldu.
Coğrafi konumumuz da ülkemizin avantajlarını artıran unsurlardan biri. Ülkemiz, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kesişim noktasında yer alarak yaklaşık 1,3 milyarlık bir nüfus ve 30.2 trilyon dolarlık bir pazar hacmine sahip bölgelere komşu. Bu stratejik konum, Türkiye’yi küresel ticarette bir köprü ve ticaret için geniş bir pazar sunan merkez haline getiriyor. Avrupa Birliği ile olan güçlü ekonomik ilişkiler, gümrük birliği ve geniş serbest ticaret anlaşmaları ağı sayesinde otomotiv, tekstil ve gıda gibi sektörlerde üretim ve ihracatta önemli roller üstleniyoruz. Ayrıca, gelişmiş lojistik altyapımız sayesinde üretilen ürünlerin kara ve deniz yolu ağlarımız aracılığıyla dünya pazarlarına hızlı ve düşük maliyetle ulaşması mümkün oluyor. Bu durum, rekabet gücümüzü artırarak Türkiye’yi birçok sektör için daha da cazip hale getiriyor.
EKONOMİDE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK ARTTI
Son dönemde Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımlarda yeniden artış yaşanmaya başladı. Bu artışın altında yatan temel faktörler nedir?
Türkiye, 2023 yılı Haziran ayından bu yana izlediği eşgüdümlü para, maliye ve gelirler politikası sayesinde hem iç piyasada hem de uluslararası arenada önemli bir güven ortamı oluşturmayı başardı. Cari dengede sağlanan iyileşme, bu başarıda kilit rol oynadı. Örneğin, Mayıs 2023’te 57 milyar dolar seviyesine ulaşan yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, Eylül 2024 itibarıyla 9,6 milyar dolara geriledi. Ekonomik istikrarı güçlendiren diğer önemli bir gelişme enflasyondaki düşüş oldu. Mayıs 2024’te yüzde 75 ile zirve yapan enflasyon, Eylül ayı itibarıyla yüzde 49.38’e düştü ve sıkı para politikası ile destekleyici maliye politikaları sayesinde yüksek enflasyonist ortam geride kaldı. Tüm bu gelişmeler, Türkiye ekonomisinin öngörülebilirliğini artırdı ve yatırımcı güvenini pekiştirdi.
2023 Şubat ayında meydana gelen deprem felaketine rağmen Türkiye, bütçe disiplinini koruyarak bütçe açığını kontrol altında tuttu. Bütçe açığının milli gelire oranının 2025 yılında yüzde 3’e düşürülmesi hedefleniyor. Ayrıca, 2021 yılında Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından gri listeye alınan Türkiye, Haziran 2024’te bu listeden çıkarak olumlu göstergelere bir yenisini daha ekledi. Tüm bu olumlu gelişmeler sayesinde Türkiye, 2024 yılında üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı alarak uluslararası yatırımcılar için cazip bir konuma yükseldi. Bu ekonomik başarılar, Türkiye’yi sürdürülebilir büyüme patikasına oturttu ve uluslararası doğrudan yatırımların artmasını sağladı.
TÜRKİYE YÜZYILI, YATIRIMIN YÜZYILI
Bu avantajları öne çıkaracak hangi adımlar atılıyor?
Yatırım süreçlerinin verimliliğini artırmak için kurulmuş olan Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) bünyesinde yatırımcıların karşılaştığı sorunları tespit etmek, çözüm önerileri geliştirmek ve yatırım ortamını daha da iyileştirmek için çalışmalar yapılıyor. 2004 yılında YOİKK’in üst düzey danışma platformu olarak tasarlanan Yatırım Danışma Konseyi (YDK) ile dünyanın önde gelen çok uluslu şirketlerinin üst düzey yöneticileri bir araya getiriliyor. Bu toplantıların sonuncusunu 28 Eylül 2024 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında gerçekleştirdik. Toplantıya katılan yatırımcılarla gündemdeki önemli konuları masaya yatırdık ve önümüzdeki dönemde takip edilecek yol haritası üzerinde de fikir alışverişinde bulunduk.
Yakın zamanda tanıtılan 30 milyar dolarlık HIT-30 paketi, yeşil enerji, yarı-iletkenler, dijital teknolojiler ve mobilite gibi alanlarda önemli teşvikler sunuyor. Sürdürülebilir enerji alanında Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olarak, bu sektörde büyük yatırımlar çekiyoruz. Orta gelir tuzağından çıkabilmek için yüksek teknoloji ve dijital Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY) büyük önem taşıyor. Bu sebeple, dijital UDY’yi çekmek için belirlediğimiz nitelikli UDY profillerine özel bir önem veriyoruz. Tüm bu adımlar, Türkiye’nin uluslararası yatırımcılar için cazip bir ülke olmasını sağlıyor ve “Türkiye Yüzyılını Yatırımın Yüzyılı” yapma hedefimiz doğrultusunda önemli katkılar sunuyor.
EN FAZLA YATIRIM YAPAN ÜLKE HOLLANDA OLDU
2024 yılı, hedeflerle uyumlu mu ilerliyor? 2024 yılında Türkiye’ye gelen yatırımlar daha çok hangi ülkelerden ve hangi sektörlerde yoğunlaşıyor? Bu sektör dağılımı sizin stratejinizle uyumlu mu?
2024 yılı, Türkiye’nin doğrudan yatırım çekme hedefleri açısından oldukça başarılı ilerliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 2024 yılının ilk 8 ayında toplamda 6.4 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım (UDY) çekildi. Geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında Türkiye’nin mevcut performansını koruduğunu görüyoruz. 2023 Eylül – 2024 Ağustos ayları arasındaki 12 aylık kümülatif UDY miktarı ise 10.5 milyar doları bulmuş durumda. Bu gelişmeler Türkiye’nin yılbaşından bu yana UDY ivmesini sürdürmeyi başardığını ortaya koyuyor.
Bu yatırımların sektörel dağılımına baktığımızda, imalat sektörü yüzde 33.8 ile en büyük payı aldı. Toptan ve perakende ticaret yüzde 21.2 ile ikinci sırada yer aldı ve ulaştırma ve depolama sektörü ise yüzde 10.1 oranında yatırım çekti.
Aynı dönemde Türkiye’ye en fazla yatırım yapan ülkeler sırasıyla Hollanda (yüzde 19.8), Almanya (yüzde 15.5) ve ABD (yüzde 12.9) oldu. Türkiye’ye gelen yatırımların bu sektörel ve coğrafi dağılımı, Yatırım Ofisi’nin sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm odaklı stratejik hedefleriyle büyük ölçüde uyumlu.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin verilerine göre, 2024 yılı ilk 7 ayı itibarıyla 180 uluslararası şirket, Türkiye’de 200 uluslararası doğrudan yatırım projesi için yatırım kararı aldı. Bu projeler toplamda 9.3 milyar dolarlık yatırım tutarı ve 23 binden fazla istihdam oluşturacak.
Devamı Z Raporu Dergisi Aralık 2024 sayısında…