Tarım Sigortaları Havuzu, kuraklık riskine karşı çiftçiye teminat sunuyor. TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, sektörün tüm tarımsal sigortalarda 1,4 milyon adet poliçe, 935 milyon TL prim üretimi hedeflediğini söylüyor
Tarım sektörü, ekonomik, sosyal, siyasal, teknolojik ve kişisel risklerden yüksek düzeyde etkileniyor. Tarımsal üretimi olumsuz etkileyen olayların iyi yönetilmesi insanlığın beslenmesini doğrudan etkiliyor. Bu nedenle, gelişmiş ülkeler, uyguladıkları çeşitli korumacılık politikaları, “risk yönetim programları” ve bu programlar içerisinde önemli bir yer alan; “tarım sigortaları uygulamaları” ile risk paylaşımını ve transferlerini gerçekleştiriyorlar. Ülkemizde de tarım sektörünü tehdit eden risklerin teminat altına alınabilmesi amacıyla bir sigorta mekanizması devreye sokularak, “Tarım Sigortaları Kanunu” çıkarıldı.
2015 yılında 1,4 milyon adet poliçe, 935 milyon TL prim hedefleyen Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (TARSİM) Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, üreticilere vakit kaybetmeden söz konusu sisteme dahil olmalarını ve sunulan imkanlardan faydalanmalarını tavsiye ediyor. “Tarım alanları sigorta sistemi ne kadar büyürse, bunun en büyük faydasını yine üreticilerimiz görecek.” diyen Yusuf Cemil Satoğlu, Derin Ekonomi’nin sorularını cevapladı.
TARSİM hangi amaçla ve ne zaman kuruldu?
Tarımsal üretimi tehdit eden doğal riskler nedeniyle meydana gelen kayıplar, üreticinin gelirinde dalgalanmalara neden oluyor, üretim faaliyetinin sürdürülmesini kesintiye uğratıyor. Bitkisel ve hayvansal üretimde meydana gelecek bu kayıpların önlenebilmesi ve azaltılabilmesi için en etkili sistem tarım sigortası sistemi. Bu nedenle Tarım Sigortaları Kanunu 2005’te yürürlüğe girdi ve Tarım Sigortaları Havuzu – TARSİM kuruldu. 2006’da faaliyetlerine başlayan TARSİM’in, kâr amacı bulunmuyor. Kanun ile, çiftçinin ödeyeceği sigorta primine devlet desteği sağlamasının yanı sıra sigortacılıkta standartlaştırma, teminat kapsamını genişletme, tazminat ödemelerinin zamanında yapılması ve tarım sigortalarının ülke geneline yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Üreticilerin sigorta yaptırmak için nasıl bir yol izlemesi gerekiyor? Ne gibi şartlar gerekiyor? Tarım sigortası yaptırmak için üreticiler, ürettikleri ürünler ve yetiştirdikleri hayvanlar için, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nezdinde tutulan çeşitli kayıt sistemlerine kayıt olmak zorunda. Örneğin bitkisel ürünler için Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS), seralar için Örtü Altı Kayıt Sistemi’ne (ÖKS) kayıt yaptırılması zorunlu.
Ülkemizde tarım sigortasında sigortalılık oranı nedir? Bitkisel Ürün Sigortası branşı açısından değerlendirildiğinde, Türkiye’nin tarımsal üretiminin önemli bir kısmını temsil eden ürünlerin hepsinin, sigortalılık oranının ortalamanın üzerinde olduğu görülüyor. Ekilen ürünün kıymeti, üretim yapılan alan büyüklüğü gibi kriterler göz önüne alındığında örneğin; 2015 için Tekirdağ’da kanolanın sigortalılık oranının yüzde 81, ayçiçeğinin yüzde 39, buğdayın ise yüzde 50 olduğu, yine, üzümün sigortalılık oranının Manisa’da yüzde 45, armudun Bursa’da yüzde 52; kirazın Afyon’da yüzde 23, kayısının Malatya’da yüzde 25 ve fındığın Giresun’da yüzde 28, pamuğun Aydın’da yüzde 34, arpanın Tekirdağ’da yüzde 56 ve patatesin Afyon’da yüzde 33 olduğu görülüyor.
Buna karşın, ülkemiz bugün dünyanın yedinci, Avrupa Birliği’nin ise birinci büyük tarımsal ekonomisi olması nedeniyle dünya tarımında söz sahibi ve küresel ölçekte rekabet edebilecek bir konuma ulaştı. Bu sebeple, sigortalılık oranının arttırılması ve sistemin yaygınlaştırılması için önümüzde büyük bir potansiyel bulunuyor.
Devlet Destekli Tarım Sigortası Sistemi çerçevesinde devletin üreticilere sağladığı prim destekleri ve diğer imkânlar nelerdir? Bu süreçte üreticilere ne gibi kolaylıklar sağlanıyor?
Üreticileri sigorta yaptırmaya teşvik etmek amacıyla devlet, üreticinin ödeyeceği prime destek sağlıyor. Ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle, devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarları, her yıl TARSİM Yönetim Kurulu’nun teklifi ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın onayı üzerine, Bakanlar Kurulu tarafından belirleniyor. Sistem çerçevesinde, tüm tarım sigortası branşlarında üreticinin priminin yarısı devlet tarafından karşılanıyor.
Şoray Uzun’lu kampanyalar
Son yıllarda tarım sigortası bilincinin yaygınlaştığı gözleniyor. Bunu sürdürülebilir kılmak için yapılan çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Sistemi büyüterek, sigortalanabilir alanlara ulaşmak, penetrasyonu arttırarak, sistemi sürdürülebilir ve verimli hale getirmek için tanıtım, bilgilendirme ve eğitim çalışmalarımızı genel müdürlüğümüz ve sekiz bölge müdürlüğümüz aracılığıyla aralıksız sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra, yerel ve ulusal düzeyde, televizyonlarda, radyolarda ve gazetelerde tanıtım kampanyaları gerçekleştiriyoruz. 2015’te tanıtım kampanyası yüzümüz ünlü sunucu ve oyuncu Şoray Uzun’du. Bu sebeple kampanyaya ilgi beklediğimizin çok üzerinde bir düzeyde gerçekleşti. Ayrıca 2015’in başından itibaren hayata geçirdiğimiz “Çiftçiler Buluşuyor” projesi ile ülkemizi şehir şehir gezerek, üreticilerimize, sigortanızı ihmal etmeyin çağrısında bulunuyoruz, merak edilen konulara cevap arıyoruz.
Küresel kuraklık, tarımsal üretim riskini çok daha fazla artırmaya başladı. Kuraklık teminatının kapsama alınması konusunda neler yapılıyor?
Kuraklık bizim de gündemimizde yer alan bir başlık. Ayrıca bitkisel ürün sigortalarında kuraklık riskinin teminat kapsamına alınmasına ilişkin olarak üreticilerden de talepler alıyoruz. Kuraklık riski için, sigorta programının seçiminde ve uygulanmasında; uzun dönemli meteorolojik veri sağlayan istasyonların sayısı, ilçe/köy/parsel bazında kullanabilir verim kayıtlarının temin edilebilirliği, devletin finansal desteğinin miktarı, tarımsal altyapı, ürün deseni, risk potansiyeli, işletme ölçekleri, hasar tespiti, masrafların büyüklüğü, reasürans gibi pek çok faktör rol oynuyor. Bu nedenle, sürdürülebilir bir kuraklık sigorta programının oluşturulması için, araştırma ve fizibilite çalışmalarının yapılması, buna göre gerekli veri altyapısının tamamlanarak, sigorta programının tasarlanmasının ardından uygulamaya geçilmesinin mümkün olabileceği görülüyor. Bu çerçevede kuraklık riski ile ilgili olarak Ar-Ge çalışmaları başlatıldı.
İlk altı ayda 252 bin hasar ihbarı alındı
Özellikle kayısı, fındık ve ceviz gibi ürünlerde, geçen yıl ve bu yıl daha önceki yıllardan çok daha derin, üretici mağduriyetleri oldu. Bu olaylar üreticide sigortacılık bilincini geliştirdi mi?
Üreticilerimizin tarım sigortası yaptırmasında, tarımsal faaliyette bulunduğu bölgenin hasar görme sıklığı, yetiştirilen ürünün taşıdığı ekonomik değer ve ürünün risklerden etkilenme düzeyi büyük önem taşıyor. Üreticilerimiz, örnek görürlerse ya da bir örneğe şahit olurlarsa mutlaka sigortasını yaptırıyor. Hasarların yoğun olduğu dönemleri takiben sigortalılık oranlarının arttığını görüyoruz. Bu doğrultuda, geçtiğimiz yıl hasarların yoğun olması, bu yıl sigortaya olan yönelimi arttırdı.
2015’i üretim ve hasar açısından değerlendirebilir misiniz? Bu yıl en çok karşılaşılan hasar türleri nelerdi? Üreticilere ne kadar tazminat ödemesi yapılacak?
2014 tarımsal üretim açısından hasarların çok ve yoğun olduğu bir yıl oldu. İlk yarısını geride bıraktığımız 2015’te de yoğun ve yıkıcı kar, don, dolu, sel ve fırtına yaşadık. Türkiye genelinde pek çok ürün, çeşitli doğal afetlerden son derece olumsuz etkilendi, etkilenmeye de devam ediyor. 2015’te tüm tarım sigortası branşlarında 252 bin üzerinde hasar ihbarı aldık ve bu hasar operasyonunu başarıyla gerçekleştirdik. Haziran ayı boyunca ülkemizin çok çeşitli bölgelerinde ne yazık ki hasarlar devam etti. Tüm tarım sigortası branşlarındaki poliçe adedi geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 28 artış gösterdi ve 1,3 milyon adede ulaştı. Yine aynı dönemde, sigortalanan varlık bedeli yüzde 33 oranında artış ile 14 milyar lirayı geçti, sigortalı hayvan yüzde 20 oranında artış ile 580 bin adede ve sigortalı alan yüzde 21 oranında artış ile 19 milyon dekara yaklaştı.
TARSİM’in yeni dönemdeki yenilikleri nelerdir? 2015 yılına yönelik yeni uygulamalardan bahsedebilir miyiz?
Sisteme her yıl, üreticilerimizin beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda yeni teminatlar ve uygulamalar entegre ediliyor. Sistemin bu şekilde dinamik ve sürdürülebilir olmasını sağlıyoruz. Örneğin Bitkisel Ürün Sigortası branşında mevcut teminatlara ilave olarak, buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale ürünlerinde ana ürün yanında tarımsal açıdan ekonomik ürün olan sap kısmında meydana gelen miktar kayıpları, açık alan meyve bahçeleri ve bağlar için dolu ağı ve örtü sistemleri, dolu ağırlığı, fırtına, hortum, deprem, yangın, sel ve su baskını riskleri için teminat kapsamına alındı.
2015 yılı hedef ve beklentileriniz nelerdir?
Yıl sonuna kadar tüm sigorta branşları için, 1,4 milyon adet poliçe, 935 milyon TL prim üretimi hedefliyoruz. Ayrıca sistemi büyüterek sigortalanabilir alanlara ulaşmayı hedefliyoruz.