IMF kendi kurallarını esneterek Çin yuanını neden SDR sepetine aldı? Yıllardır Çin’in bu talebine karşı çıkan ABD son dönemde neden birden tavrını değiştirdi?
Erkan Öz
Kasım ayı uluslararası para sisteminde 15-20 yılda bir görülen bir değişikliğe sahne oldu. Çin para birimi yuan, IMF’nin para birimi olarak da bilinen SDR sepetine dahil edildi. Ekim 2016’dan itibaren hayata geçecek olan bu karar ile yuan dünyanın 5’inci rezerv para birimi olacak. Şu anki dört rezerv para birimi dolar, euro, pound ve yen olarak sıralanıyor.
IMF’nin bu kararı teknik değil politik bir karardı. Çünkü Çin para birimi SDR’ye giriş kriterlerini tam olarak taşımıyor. SDR sepetine girişin iki önemli şartı var. İlk şart para birimini basan ülkenin dünya ticaretinde miktar olarak önemli bir yeri olması. Çin bu şartı yıllar önce yerine getirmişti. Fakat ikinci kriterde için böyle değil. İkinci şart aday para biriminin çok kullanılan ve herkesin ulaşabildiği bir para olması. Yuan henüz SDR’ye girebilecek kadar çok kullanılmıyor. Dünya merkez bankalarının rezervlerinde ciddi bir yer tutmuyor. Ayrıca herkesin kolayca alım satım yapabileceği derinlikli bir yuan borç yani bono piyasası da mevcut değil.
Peki buna rağmen IMF kendi kurallarını esneterek Çin yuanını neden SDR sepetine aldı? Neden yıllardır Çin’in bu talebine karşı çıkan ABD son dönemde birden tavrını değiştirdi? Çünkü uluslararası büyük sermayenin Çin’i destekleyen tehditleri işe yaradı!
Değişik bir durum. Uluslararası büyük sermaye neden Çin’e bu konuda destek veriyor? Çünkü batılı süper zenginler para ile üretim alanında Avrupa, Amerika ve Japonya’da çok ciddi problemler yaşıyor. Bu en eski kapitalizm ve sanayi merkezlerinde nüfuslar yaşlı, çekirdek aile parçalanmış, yabancılaşma ve depresyon yayılmış, bürokrasi hem devlet hem özele hakim ve özel kesim başarısız oldukça devlet ekonomilerin büyük kesimini işgal etmiş durumda. Tüm bu etkenlerin sonucu 2008 çöküşü oldu. Süper zenginler bu açmazdan kurtulmak için merkez bankalarına trilyonlarca dolar bastırdılar fakat ciddi bir sonuç elde edemediler.
Çaresiz kalan küresel büyük sermaye, şimdiye kadar sömürdüğü ve sanayileşmesini engellediği ülkelere yerleşmek istiyor. Sermayenin çalışabilmesi paranın emeği hızla satın alması ve onunla ürettiği tüketim ürünlerini yine hızla bu emekçi kesimlere satabilmesine bağlı. Yaşlı, hantal, obur ve şımarık Avrupa, Amerika ve Japonya’da bu ortam hızla ortadan kalkıyor. Emekçiler yerine robotları getiren yeni teknolojiler de sermayeye hiç yardımcı olmuyor. Robotlar yemiyor, uyumuyor, şikayet etmiyor, hata yapmıyor. Ama alışverişe de çıkmıyorlar. Sermaye için kabus.
Devamı Derin Ekonomi Ocak Sayısında….