Küresel ekonominin aldığı darbe nedeniyle hala belini doğrultamadığı 2008 krizi; dünya finans çevrelerine çok önemli bir değeri gösterdi. Katılım bankacılığının varlık nedeni olan temel esaslarının ne kadar önemli olduğu gerçeği mortgage kriziyle anlaşıldı. Küresel finans sistemindeki payı küçük de olsa İslami esaslara göre işleyen katılım bankacılığının ekonomik kalkınmada önemli bir kaldıraç olduğu görüldü.
Londra, New York, Honkong gibi başlıca finans merkezlerinde oturup dünya piyasalarına yön veren profesyoneller; son yıllarda bu konuya iyice eğilmiş durumdalar. Dünya Bankası, IMF, OECD ile kredi derecelendirme kuruluşlarının faizsiz finans araçlarına ihtiyaç olduğunu yüksek sesle dile getirdiği bir dönemden geçiyoruz. Uzun yıllar koşulsuz maddi ilerleme hırsıyla koşan küresel finansal sistemin aktörleri, daha etik değerleri kapsayan bir alternatif aradıkları an katılım bankacılığı ve gelecek vaat eden potansiyeli ile karşılaştılar. Risk paylaşımını esas alması ve spekülasyonlara kapalı olması bu finans sistemini bir adım öne çıkardı.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Nisan Sayısında…