Suudi Arabistan, kraliyet mücevherinin en değerli varlığı olan ARAMCO’yu halka açmayı istiyor. Aslında Arap-Amerikan Petrol Şirketi olarak bilinen ARAMCO, Suudi Arabistan’ın en büyük petrol üreticisidir. Şirketin merkezi Dahran’da 1938’de Amerikalı petrolcülerin devasa rezervler bulduğu 7’inci Kuyu’nun yanı başındadır. Birçok rapor şirketin yüzde 5’inin bile halka arz edilmesi halinde 100 milyar dolarlık gelir elde edileceğini ve şimdiye kadarki en büyük halka arz olan Çinli Alibaba’nın 25 milyar dolarlık arzını katlayacağını belirtiyor. Varolan veriler ışığında şirketin toplam değeri en az 2 trilyon doları buluyor. Halka açılmak çok mantıklı bir seçenek. Bu sayede Suudi Arabistan yer altına gömülmüş ve gelecek değeri belli olmayan bir varlığı paraya çevirmiş olacak. Kraliyet buradan elde edeceği gelir ile uzun vadeli ekonomik çeşitlendirmeyi finanse edecek.
Ancak bütün bunlar için bir zorluk da bulunuyor. Böylesi bir arzı ancak ve sadece New York ya da Londra gibi birkaç borsa kaldırabilir ve istenen seviyede gelir sağlayabilir. Bu tür borsalarda istenen açıklık seviyeleri ve diğer gereklilikler bir yana Suudi Arabistan, New York’u seçerek kendini 11 Eylül soruşturmalarına muhatap bulabilir. Açık olarak Krallık bu tür potansiyel problemlerle karşılaşmak istemiyor.
Bu halka arz aslında İslam dünyasının bir dizi eksikliğini de su yüzüne çıkartabilir. Öncelikle İslam dünyasında henüz çıkartılmamış devasa bir kaynak vardır. Bunlar ARAMCO ölçeğinde olmasa da, henüz kullanılmamış bir kaynak olduğu kesindir. Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkesinin her biri bir ARAMCO sahibidir, tıpkı Cezayir, Libya, Endonezya, Brunei ve Malezya gibi. Birkaçı hariç çoğu bu kaynakları paraya çevirme ve ekonomilerini çeşitlendirme için çok az şey yapmıştır. Her biri geçen 20 veya 30 yıl önce olduğu gibi hâlâ petrole bağımlıdır. Hatta halihazırdaki inisiyatif de erken tedbir alma çabasından çok petrol fiyatlarındaki düşmeden kaynaklanıyor.
Devamı Derin Ekonomi Haziran 2016 sayısında …01