Son günlerde popüler medyada da çok konuşulan konulardan biri, başta ABD olmak üzere çeşitli Batı ülkelerinin, uçuş seyahatlerinde kabine akıllı telefondan daha büyük cihazların alınmasını kısıtlaması kararı oldu. Güvenlik endişeleri öne sürülerek, muhtemel terör saldırılarına karşı tedbir olarak başlatıldığı duyurulan uygulamanın, THY de dahil olmak üzere diğer ülke havayollarının son yıllarda başlattığı büyük atağa karşı uygulanan ticari bir kısıtlama olduğu ise aşikar. THY örneğine yakından baktığımızda, markanın son dönemde hem filosunu güçlendirme hem de uçuş ağını genişletme konusunda devrimci adımlar attığını görüyoruz. Bu altyapı hamlelerini, hizmet kalitesini artırma ve iddialı isimlerin yer aldığı global bir iletişimle destekleyen THY, sadece
yerli tüketicinin değil, Batılı tüketicinin gözünde de ciddi bir marka değeri elde etmeyi başarmış durumda. Yeni karar, esasen bu büyük hamleleri boşa çıkarmayı hedefliyor. Kimse kişisel bilgisayarı gibi değerli ve kolay zarar görebilecek eşyalarını bagaja vermek istemeyeceği ve özellikle uzun uçuşlarda bu tür cihazlar biraz da yol arkadaşlığı ettiği için, Batı dışı havayollarının müşteri kaybedeceği hesap ediliyor. Bu aslında ilk kez olan bir şey de değil. Batı endüstrileri başka ülkelerden markaları güçlü rekabeti karşısında siyasi iradelerden bu tür tedbirler almalarını daha önce de birçok kez istediler
Aşkın Baysal
Sözgelimi, Japonlar başta olmak üzere Uzakdoğulu otomotiv ve motor markalarının, özellikle 80’li yıllardan itibaren ABD’de yakaladığı büyük ivme üzerine, Amerikan otomotiv endüstrisi, yürüttüğü lobi faaliyetleriyle çeşitli tedbirlerin gündeme gelmesini sağlayarak, rakipleri için Amerikan pazarında iş yapmayı zorlaştırmaya çalışmıştı. Ancak bu tedbirler pek işe yaramadı. Bugün Uzakdoğulu otomotiv markaları ABD’de çok ciddi pazar paylarına sahipken, Detroit paslanmış bir şehir olarak kaderine terk edilmiş vaziyette.
Bu tür ‘kural dışı’ müdahalelere yaratıcı tepkiler vermek en doğrusu. Söz konusu yasakların kalkması için gerekli politik adımların atılması ve lobi faaliyetlerinin yürütülmesi de ihmal edilmemeli ancak en hızlı yanıt ancak ince düşünülmüş karşı hamlelerle mümkün.
THY, tam da bunu yaptı. Kabin yasağının başlatılmasının üzerinden daha birkaç gün geçmişken yaptığı açıklamayla, uçuşlarda bedava internet ve her yolcuya tablet imkanı sunacağını ilan etti. Konuya ilişkin haberlerde bu uygulamaya da bir şekilde kısıtlama getirilmesi halinde THY’nin B planının da mevcut olduğu ifade ediliyor.
THY, bu yeni hizmetini duyurmak için yapacağı iletişimde söz konusu kısıtlamalara da muzipçe dokundursa keşke. Dünyanın globalleşmesine direnmek gibi yel değirmenlerine saldırmaktan farkı olmayan uygulamalara yönelen yasakçı akıllara muhteşem bir cevap vermiş olur
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Nisan 2017 sayısında….