Tablet ve cep telefonu pazarında tanınmaya başlayan reeder markasını başarıya taşıyan Selekt Bilgisayar CEO’su Uygar Saral, “İşin sırrı satışta. Satış danışmanı kararını değiştirebiliyor, ekibe yatırım yapıyoruz” diyor. Reeder yeni dönemde ise 1000 kişilik yazılım takımına odaklanacak. Ekibin başında ise Suriyeli mühendisler var. Saral, “Suriyeli mühendisler olmasaydı bugün bu seviyede olmazdık” diye vurgu yapıyor.
Mehmet Ali Doğan
Yerli otomobil tartışması kadar olmasa da Türkiye’nin yerli telefon markalarına, yerli donanım ürünlerine de ihtiyacı var. Neyse ki bu konuda eğitimi, deneyimi ve cesaretiyle elini taşın altına koyan girişimciler yok değil. Sayıları bir elin beş parmağı kadar da olsa tüketici elektroniği alanında tanınmaya başlayan markalar oluştu. Bunlardan birisi de Seleckt Bilgisayar’ın markası reeder. Firma 2009 yılında, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden 1998’den mezun olduktan sonra ikinci üniversite olarak Hollanda’daki Arnhem Business School’u, doktorasını da “uluslararası strateji ve kültür” üzerine İsveç’teki Linköping Üniversitesi’nde yapan Uygar Saral tarafından kuruldu.
Ölçeği bir marka çıkaracak kadar yeterli olmayan bir şirketten, herkesin tanıdığı Türkiye’yi e-kitap okuyucu ile tanıştıran Reeder markasını oluşturan harçta, Saral’ın aldığı eğitim, ailesi, yaşadığı ortamlar, gözlemleri ve iş deneyimlerinden çıkardığı dersler var. Doktor babasının disiplini, beş kuşaktır geleneksel sektörlerde iş deneyimi olan Karadeniz kökenli bir aileye mensup olması, Kocamustafapaşa’daki mahalle kültürü, Boston-Amsterdam ve İsveç’te bulunuşu Saral’ın bugünkü düşünüş ve iş yapış biçimine etki etmiş gözüküyor. Karar verme inisiyatifini İstanbul’dan kalkıp Antalya’ya giderek daha henüz yaşı 11 iken göstermiş, 14 yaşında Sirkeci’de Doğubank’tan alıp değiştirdiği işlemciyle, bilgisayar alıp satmış. Uygar Saral, “Annemden babamdan kaçak Malezya’ya giderdim teknoloji mağazalarını gezerdim. Singapur’a giderdim. Küçüklükten beri böyle bir merakım var. Hep hayalimdi, Allah bana böyle bir fırsat verecek mi diye… Verdi de. Şimdi böyle yaparken, iş yapıyor gibi değilim, sanki hayalimin içinde yaşıyorum” diyor.
İŞİN YÜZDE 65’İ SATIŞTA
Planlı olmayı çok önemsiyor Saral, “300 kişilik bir ekip kurmak, gelişmekte olan bir toplumda zaten kolay değil. İş hayatında planlı olma, dağıtmama, zayi etmeme bunlar iş hayatında çok önemli şeyler. İş hayatında ziyan ettiğin zaman zarar oluyor. Planlı olmayınca zamanından zarar oluyor. Israr etmeyince bir şekilde hayallerinden, hedeflerinden oluyorsun. İnatçı olmam, hayır demem bölgesellikten gelen bir şey. Bu biraz Karadenizliliğimden geliyor. Planlı olmam, o benim yapımdan gelen bir şey, okul hayatıma, işime pozitif etki yaptı” diye belirtiyor.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Haziran 2017 sayısında….
