Türkiye, bu yıl ekonomik büyümede tam anlamıyla bir başarı hikayesine imza atıyor. Bu denli iddialı bir ifade kullanmamızın nedeni tahminlerin üzerinde gerçekleşen büyüme rakamlarında gizli. İkinci çeyrekte yüzde 5,1’lik büyümeyle dikkatleri yeniden üzerimize çektik. Çin ve Hindistan’ın ardından en iyi performansı gösteren büyük ülkelerden biri oldu Türkiye. Avrupa’da ise en hızlı büyüyen dördüncü ekonomi unvanımız var. Yılın gerisine ilişkin beklentiler daha da güçlü. Üçüncü çeyrek beklendiği gibi yüzde 7 ve üzerine çıkma başarısını gösterirse ülke ekonomisi; 2017’de gerçek bir büyüme rekoru elde edebilir. Küresel ekonominin yüzde 85’ini oluşturan G-20 ülkeleri arasındaki başarımız böyle.
Peki başka uluslararası kuruluşların listesinde ne durumdayız? Bu yılın ikinci çeyreğinde Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyüme ortalaması yüzde 2,4’te kaldı. Avro Bölgesi ülkelerin ortalaması yüzde 2,3 ve OECD ülkelerinin ortalaması ise yüzde 2,4 oldu. Daha genel bir ifadeyle Türkiye; geçen ay rakamlara dökülen büyüme performansıyla Avrupa Birliği, G-20 ve OECD ülkelerinin çok daha üzerinde bir büyüme başarısı gösterdi. Güçlü büyüme patikasına yeniden dönüş; Türkiye’nin 2008 dünya krizi sonrası yaşadığı başarılı dönemi hatırlattı.
Büyümeye en büyük destek, ihracat, yatırımlar ve hizmetler kaleminden geldi. Bu üç unsurun altını özellikle çizmek istiyorum. Yılın ilk yarısında elde edilen yüzde 5,1’lik büyümenin 3,9 puanı yatırım ve ihracattan gelmesi, ‘nitelikli büyüme’ serzenişlerini bir nebze de olsa azaltır. Bu katkıyı arttırarak sürdürmeliyiz.
Devamı Derin Ekonomi Ekim 2017 sayısında …