TÜRKİYE HAVA SAVUNMA SİSTEMİNİ ARIYOR S-400’DEN SONRA SAMP-T

Türkiye Rus S-400’lerden sonra, Fransız-İtalyan ortaklığıyla üretilen SAMP-T’nin ileri versiyonu için de anlaşma sağladı. Türkiye’nin, öyle ya da böyle bir an önce hayata geçirmek istediği tek şey var: Uzun menzilli hava savunma şemsiyesinin ülke semalarında açılması. Bu, Rusya işbirliğiyle de olabilir, Avrupalı müttefiklerle de. Hiç kimse yanında olmasa da Türkiye, bu şemsiyeyi milli imkanlarıyla açmaya kararlı.

Kıymet Sezer

Bugün medya kuruluşlarının en çok rağbet ettiği haberler, balistik füze denemelerinde sağlanan başarılar üzerine yazılıyor. Her yeni gün menzili artırılan füzeler, yakın gelecekteki savaşlar için hazırlanıyor ve birbiriyle yarışıyorlar.
Savunma sanayisinde milli hamlelerini sürdüren Türkiye de, bu gelişmeler karşısında acil ihtiyacını uzun menzilli füze ve hava savunma sistemi olarak belirledi. Ancak yıllarca Türkiye’yi savunmada kendilerine bağımlı kılan başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, Türkiye’nin hava savunma ihtiyacını karşılamak bir yana engel olmak için elinden geleni yapıyor. Türkiye’nin savunmada Batı’ya bağımlılığından kurtulmaması için her yol deneniyor.
Suriye sınırına konuşlanan S-400’lere karşı Türkiye’yi yalnız bırakanlar tarafından, Rusya’dan alınacak S-400’leri engellemek için en ağır tehditler savruluyor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hedefe oturtulmak suretiyle ‘Türkiye’ye müdahale’ sopası dahi gösteriliyor. 15 Temmuz sonrası Batı’ya yönelik güvenlik endişeleri artan Türkiye, geleceğin tehditlerine karşı hava savunma ihtiyacının karşılanmasında da denge politikası izliyor.
Rus S-400’lerin yanısıra Fransız- İtalyan ortaklığıyla SAMP-T’nin ileri versiyonunun üretiminde anlaşma imzalayan Türkiye, bu acil ihtiyacı için milli sistem üretimini de hızlandırmaktan geri kalmıyor. Bugün S-400 savaşlarının kazananı kim olur bilinmese de, Türkiye’nin öyle ya da böyle kısa sürede hayata geçirmek istediği tek şey var: Uzun menzilli hava savunma şemsiyesinin Türkiye semalarında açılması. Bu Rusya işbirliğiyle de olabilir, Avrupalı müttefiklerle de. Hiç kimse yanında olmasa da Türkiye bu şemsiyeyi milli imkanlarla açacak.
11 YILDIR GÜNDEMİMİZDE

Kıtaları aşan balistik füzelerin denendiği günümüzde uzun menzilli hava savunma sistemleri acil ihtiyaç haline geldi. Başta İran olmak üzere komşuları füze sistemleriyle yarışan Türkiye, bu ihtiyacını karşılamak üzere Haziran 2006’da düğmeye bastı. Savunma Sanayii İcra Komitesi’nde alınan karar uyarınca Türkiye’nin en büyük bütçeli projesi olan T-LORAMIDS (Türk Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi projesi) başlatıldı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı T-LORAMİDS için ihaleye 2008’de çıktı. 2010’da Teklife Çağrı Dosyası yayınlandı. 2013 yılında düzenlenen ihaleye, ABD Patriot sistemi, Rusya S-300 ve S-400 füzeleri, Çin FD-2000 füzesi, Fransız-İtalyan ortaklığı ise SAMP-T sistemi ile katıldı.
Türkiye, ihaleyi hazır alım ve teknoloji transferi şartıyla açtı. Dünya devlerinden gelen tekliflerde ise bu karşılık bulunamadı. En yüksek teklifi veren Rusya, ihaleden ilk elenen firma oldu. Amerikan Patriot’ları ise, çok pahalı olması yanında teknoloji transferine yanaşılmayınca Türkiye’nin tercihi olmadı. Fransız-İtalyan ortaklığındaki EUROSAM’ın SAMP-T sistemi ile Çinli CPMIEC’in FD-2000 füzesi ihalede öne çıktı. Türkiye, 3,4 milyar dolar ile en uygun teklifi veren ve yerli katkı oranını yüzde 30’a çıkarmayı kabul eden Çin’le sözleşme görüşmelerini başlattı.
AMERİKAN BASKISI
Ancak CPMIEC firmasının İran’a silah satışı yüzünden ABD’nin yaptırım listesinde olması ihaleyi tartışmalı hale getirdi. ABD ve NATO’dan Türkiye’ye eleştiri ve uyarılar yöneltildi. Türkiye, bir yandan Çin ile görüşürken bir yandan da ikinci sıradaki Avrupalı SAMP-T ve üçüncü sıradaki Amerikan Patriot üreticileriyle görüşmelerini sürdürdü. Türkiye, fiyat indirimi ve teknoloji transferi istiyordu. Ancak ne Amerika’dan ne Avrupalı müttefiklerinden bu taleplerine yanıt alabildi.
Buna karşın Çin’le başlattığı görüşmeler de nihayete erdirilemedi. Türkiye’nin Çin ile anlaşma imzalamasının hemen ardından Amerikalı askeri yetkililer bu füzenin NATO hava ağına entegre edilemeyeceği konusunda Türkiye’ye baskı yapmaya başladı. Türkiye, ABD’nın bu tezi karşısında, Yunanistan’ın S-300 füzelerinin NATO’ya entegre olduğunu anımsattı. Amerikalılar ısrarcı olunca bu kez Türkiye, Çin füzesinin gerekirse NATO’ya entegre edilmeyeceğini ve milli hava ağında kullanılacağını vurguladı. Ancak bu da Amerikan müttefiklerimizi ikna etmeye yetmedi. Baskılar daha da sertleşti.
Bir süre sonra Amerika son hamlesini yaptı. Türkiye’yi, uzun menzilli füze anlaşması imzaladığımız Çinli CPMIEC’in kara para aklama suçu işlediği, eğer bu firmayla anlaşma yapılırsa Türkiye’nin de bu doğrultuda sorgulanabileceği, hatta cezalandırılabileceği yönünde tehdit etti.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Aralık 2017 sayısında….

Dikkat çekenler...