Yanı başımızdaki zengin enerji kaynaklarının varlığına rağmen Türkiye’nin bu alanda elinin avucunun boş olmasına bir türlü anlam veremiyoruz. Yakın coğrafyamızdaki enerji kaynaklarına çökme girişimleri büyük çatışmalara neden oluyor. Milyonlarca insanın hayatına da mal olan bu kirli güç savaşı, bölgemizdeki birçok ülkelerin varlık nedenine kadar uzanıyor. Yüzyıllardır devam eden bu kavga, ülkelerin iş yapabilme yeteneğine yön veren enerjiye sahip olma isteğinden kaynaklanıyor. Çeşidi çok olmakla birlikte ısı ve ışık için enerji ihtiyacını bir kenara bırakırsak, üretim ve ulaşım gibi temel ekonomik aktivitelerin en önemli girdisi olan enerji konusunda dünyada çeşitlilik artıyor. Bu durum, dünyanın enerji ihtiyacını kavga nedeni türevlerden uzaklaştırır umarım.
Türkiye’nin de güçlü büyüme için ihtiyaç duyduğu en önemli unsurların başında enerji geliyor. Petrol mü? Çok az bir rezervimiz var. Doğalgaz mı? Bu konuda da maalesef kaynağımız yok. Türkiye’nin tespit edilmiş petrol ve doğalgazda rezervi, ihtiyacı karşısında devede kulak. Hammaddesi sahip olmadığımız petrol ve doğalgaz için elimiz kolumuz bağlı oturmuyoruz, arıyoruz. Bulursak hem sevineceğiz hem de milli refahımız artacak. Çünkü Türkiye bu konuda yurt dışına her yıl 10 milyarlarca dolarlık kaynak aktarmak zorunda kalıyor. Yükün ağırlığı bununla da sınırlı değil. Akaryakıt türevleri başta olmak üzere enerji kalemleri üzerinden gerçekten vatandaşın sırtında ağır bir vergi yükü var. Bu konuda indirim yapmak istese de kamunun eli o kadar rahat değil.
Bu durumda Türkiye’nin yapması gereken en önemli hamle enerji yatırımlarını çeşitlendirmek ve kendi jeopolitiğine oynamak olacaktır. Yenilenebilir enerji türlerinden güneş ve rüzgar potansiyeliyle ne çıkan Türkiye, bu konuda önemli yatırımlara imza atıyor. Kamu ve özel sektör eliyle kurulan güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinin sayısı hızla artıyor. Milyar dolarlarla ifade edebileceğimiz yatırımların önemli bir bölümü yerli teknoloji üretilmesi şartıyla yapılıyor.
Ülkenin kendi özel konumundan devşirmesi gereken enerjideki rolü ise şüphesiz daha büyük… Uzun yıllardır sahip olduğu petrol boru hatlarının yanı sıra doğalgaz transferine de taşıyan Türkiye için özellikle 2018-2019 yılları tarihi hamlelerin yapılacağı bir dönem olacaktır. Hazar bölgesinin doğalgazını Türkiye ve Avrupa’ya taşıyacak TANAP boru hattı tamamlanmak üzere. Haziran ayında büyük bir organizasyonla bu dev projeden ilk doğalgazın Türkiye’ye aktarılması için vanalar açılacak. Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP)’tan Avrupa’ya doğalgaz aktarımı ise projenin Avrupa’daki ayağını oluşturan TAP tamamlanınca başlayacak.
Devamı Derin Ekonomi Mayıs 2018 sayısında …