Bu makalede 12 Ağustos’ta Kazakistan’ın Aktav şehrinde Hazar Denizi’nin statüsü üzerine imzalanan ve nihai metni yayınlanan Hazar Konvansiyonu’nu ele almaya devam edeceğim.
23 yıl süren müzakerelerden sonra, Konvansiyon’un önemini yorumlamada şüphenin etkili bir eğilim olduğu görülmektedir. Zira bir uzman için “Böyle bir gelişme beklemiyordum” demek, “Bunun çok önemli olduğunu söylemekle hata ettim” demekten daha kolaydır. Örneğin, bazı gözlemciler İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Aktav’daki sözlü açıklamalarında daha fazla müzakereden bahsettiğini belirtmiştir. Ruhani’nin bu açıklamaları İran’ın iç tüketimi hakkında olup, Konvansiyon’un şartları ile ilgili herhangi bir şeyin tamamlanmış olduğu anlamına gelmez.
Daha ziyade, Hazar Konvansiyonu ilkeleri düzenlemekte ve (aynı gün imzalanan) protokoller de bu ilkeleri uygulamanın kurallarını düzenlemektedir. Protokoller, uygulama ayrıntılarını garanti altına almak için daha fazla görüşme öngörmektedir. Bu her zaman böyle olmuştur. Antlaşmalar Yasası ile ilgili Viyana Sözleşmesi’ne göre, tüm taraflar henüz Hazar Konvansiyonu’nu onaylamamış olsalar bile ona itibar etmek zorundalar
Devamı Derin Ekonomi Eylül 2018 sayısında…