Son dönemde dünya ölçeğinde artan ticaret savaşları ve korumacılık eğilimleri, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) varlığını ve fonksiyonunu sorgulamaya açtı. Bu konuda çeşitli ülke ve kurumlardan gelen çağrılar var. Sözgelimi Avrupa Komisyonu, örgütün kapsamlı bir güncelleştirmeden geçmesini istiyor. Uzmanlar ise, reform konusunda görüş birliğine varılmasının gerekli fakat bir o kadar zor olduğu fikrinde.
Duygu Bulkan
Tarife savaşları şeklinde başlayan korumacılık, iktisat literatüründe de kabul edildiği şekliyle ilgili tüm tarafların zararına sonuçların ortaya çıkmasına ve dünya ekonomisinin bir bütün olarak refah kaybına neden oluyor. Bu açıdan dış ticaret konusunda uluslararası hukukun önemi ve bu hukukun en önemli uygulayıcılarından biri olan Dünya Ticaret Örgütü’nün yapısında reform yapılması son dönemlerde sıklıkla gündeme geliyor. G20 ülkelerinden gelen ticaret ve yatırım bakanları, yaptıkları ortak açıklamada, Dünya Ticaret Örgütü’nü geliştirmek için “acil bir ihtiyaç” olduğunu söyledi. Son olarak Avrupa Birliği (AB) ve Çin yetkilileri önümüzdeki ay Pekin’de DTÖ yapısında yapılabilecek değişiklikleri görüştü. 9 Ekim’deki toplantıda, özellikle Kanada ve AB’nin önerilerine Çin’in de desteğinin alınmasına ve bu şekilde güçlü bir müzakere pozisyonu edinilmesine çalışıldığı değerlendirildi. Komisyon, reform planının üç temel ilkeyi kapsadığını belirtti: günümüzün küresel ekonomisi için kural ticaret kitabının güncellenmesi, DTÖ’nün izleme rolünün güçlendirilmesi ve DTÖ uyuşmazlık çözümü sistemi üzerindeki bir çıkmazın giderilmesi. Resmi açıklamaya göre AB, önümüzdeki haftalarda küresel ticaret organına somut teklifler hazırlamak amacıyla bu ilk fikirleri çeşitli DTÖ ortaklarıyla tartışmaya devam edecek. Konuyla ilgili hem Çin hem AB hem de diğer ülkelerden tepkiler peşi sıra gelmeye devam ediyor. Ticaretten Sorumlu Avrupa Komiseri Cecilia Malmstrom, “Çok taraflı ticaret sistemi geçtiğimiz on yıllara kadar, dünya çapındaki şirketler için istikrarlı, öngörülebilir ve etkin bir çerçeve sağladı ve birçok ekonominin hızla büyümesine yardımcı oldu” diyor. Malmstrom, “Ayrıca bugün, DTÖ açık, adil ve kurallara dayalı ticaretin sağlanmasında vazgeçilmezdir” dedi. Malmstrom, “Başarısına rağmen, DTÖ hızla değişen küresel ekonomiye yeterince uyum sağlayamadı” diyerek DTÖ’nün değişmediğini belirtiyor.
‘AB BU KONUDA LİDER ROLÜ OYNAMALI’
Malmstrom, “Sistemin, günümüzün küresel ekonomisinin zorluklarını ele alabilmesi ve tekrar herkes için çalışabilmesi için harekete geçme zamanı” derken aynı zamanda “AB bu konuda lider rol oynamalı” düşüncesinde. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gao Feng, Eylül ayında yaptığı açıklamada, Çin’in DTÖ reformunu desteklediğini, ancak örgütün temel ilkelerinin değiştirilemeyeceğini söylemişti. Halihazırda ticarette korumacılık ve tek taraflılığın dünya genelinde yayıldığını ve DTÖ’nün otoritesinin sınamalarla karşı karşıya olduğunu dile getiren Gao Feng, Çin’in bu koşullar altında örgüt için gereken reformları desteklediğini ve çok taraflı ticaret sistemini ilerleteceğini kaydetmişti. Reformun “birbirine saygı, eşitlik ve karşılıklı yarar” ilkeleri temelinde kalkınmaya odaklanarak gelişmekte olan ülkelerin rasyonel ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini ifade eden sözcü, ayrıca örgütün varlığını tehdit eden sorunların çözülmesine öncelik verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Aralık 2018 sayısında…