Bir ülkenin vergi sistemi, ekonomik performansının en önemli belirleyicisidir. İyi dizayn edilmiş bir vergi sistemi öncelikle kamu hizmetleri için yeterli finansmanı sağlarken, diğer yandan ekonomik kalkınmayı teşvik eder. Eğer vergi sistemi iyi yapılandırılmamış ise ekonomik işleyişi bozabilir, vergi sistemlerini daha maliyetli hale getirebilir.
Bütün ülkeler vergilerin hem kamu gelirleri açısından hem piyasa ekonomi üzerindeki etkisi açısından ne derece önemli olduğunun farkına varmış ve bu nedenle son yıllarda vergi kanunlarında önemli reformları gündeme almışlardır.
**
OECD araştırmasına göre ekonomik büyümeye en fazla zarar veren verginin kurumlar vergisi olduğu, bireysel gelir ve tüketim vergilerinin olumsuz etkisinin nispeten düşük düzeyde kaldığı tespit edilmiştir.
Bu araştırmayı destekler şekilde OECD ülkelerinde başta kurumlar vergisi olmak üzere, bireysel gelir üzerindeki marjinal vergi oranları önemli ölçüde düşürülmüştür. Yine katma değer vergisi gibi geniş kitlelere hitap eden vergilerin yaygınlaştığını ve önemli düzeyde bir gelir sağlandığını görmekteyiz.
Günümüz dünyasında sermayenin oldukça hareketli olduğu bilinmektedir. Firmalar en yüksek getiriyi garanti eden herhangi bir ülkeye yatırım yapabilir. Burada düşük vergilendirme sistemine sahip ülkelerin, söz konusu firmalar için, daha cazip olacağı açık.
Rekabetçi bir vergi kanunu marjinal vergi oranlarının düşüklüğünü ifade etmektedir. Bir ülkenin vergi oranlarının yüksek olması, daha az yabancı yatırım çekerek daha düşük ekonomik büyüme gerçekleştirmesine neden olacaktır. Aynı zamanda yüksek marjinal vergi oranları vergiden kaçınmayı da teşvik edecektir.
Devamı Z Raporu Haziran 2019 sayısında…