Yunanistan halkı yeni hükümetini seçmek üzere 7 Temmuz’da sandık başına gitmeye hazırlanırken, seçim sonuçlarının az çok belli olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Zira dört buçuk yıldır yönetimde olan radikal bir sol koalisyon hükümetinin ardından, ülke Kyriakos Mitsotakis’in Yeni Demokrasi partisi liderliğinde merkez sağ ve kısmen de liberal bir hükümet tarafından yönetilmeye hazır. On yıldır devam eden ekonomik ve finansal krizin kıskacından kurtulma mücadelesinde olan bir ülkenin umuda dönüşünü gösteren bu değişime ihtiyaç duyulurken, seçimler aynı zamanda vatandaşların yeni kurulacak parlamentoda kendilerini temsil etmesini bekledikleri temsil kalitesinin göstergesidir.
Yunan siyasetine hâkim olan bilindik parti bürokrasisinden kopuşu temsil eden birçok partiden birçok adayın seçimlerde yarışıyor olması olumlu bir gelişme. Bu değişimin sembolü olan adaylardan biri, 1993 yılında Tufts Üniversitesi Fletcher Hukuk ve Diplomasi Okulu’nda yüksek lisans öğrencisiyken tanıştığım, uzun zamandır arkadaşım ve meslektaşım olan Dimitris Keridis. Keridis yetenekli bir bilim adamı ve akademisyen olmasının yanı sıra, Yunanistan’ın ikinci büyük şehri olan Selanik’te, ileriye dönük, yenilikçi, dinamik ve toplum temelli, bölgesel ve dış politika odaklı bir fikir kuruluşu olan Navarino Network’un kurucusu olan bir girişimci. Navarino Network’un en önemli girişimlerinden biri, her yıl kentin başlıca konferans salonlarından birinde gün boyu süren, hıncahınç bir kitlenin dünyanın dört bir yanından gelen konuşmacıları dinlediği ve onlarla günümüzün temel problemlerini tartıştığı Uluslararası İlişkiler Sempozyumu’dur. Kuruluşun bir başka ödüllü girişimi ise, modern Yunanistan’ın ilk başkenti Nafplion’da her yaz bir hafta boyunca siyaseti ve uluslararası ilişkileri tartışmak ve ele almak üzere 30 ülkeden 100 öğrenciyi ve profesörü bir araya getiren Olympia Yaz Akademisi’dir.
Devamı Z Raporu Temmuz 2019 sayısında…