Son aylarda hükümetin ekonomiye müdahalesi (kamu bankalarının özellikle konut kredi faizlerini indirmesi, vergisel teşvikler) ve Merkez Bankası’nın politika faizlerini indirmesiyle başlayan iç talep canlanması, devletin harcama artışı ve ihracat büyümeye katkı veren önemli kalemler olarak görülmektedir.
Kurlardaki artış ihracat sektörünün daha rekabetçi hale getirerek büyümedeki daralma marjının açılmasını engellemiştir. İhracatın büyüme üzerine katkısı devam etmekle beraber, kur artışı avantajının çok da iyi değerlendirildiği söylenemez. Bunu ihracat değer endeksinin miktar endeksi altında bir artış göstermesinden de anlamak mümkün. Yani daha çok miktarda mal ihraç ederken, birim ihracat değeri azalıyor.
Diğer yandan, dünya ekonomisinde yaşanan daralma da ihracatın dış talebini kısıtlamaktadır. Bu nedenle 2020 için konulan büyüme hedefinde ihracatın çok büyük katkı vermesi beklenmemelidir.
**
Türkiye ekonomisi pozitif bir ivme yakaladı ama bazı kırılganlıklar hala devam ediyor. Cari açık, enflasyon ve işsizlik ekonominin en önemli kırılganlık alanları. 2019 yılında ekonomi cari denge fazla verdi ve ithalattaki azalma sonucu 50 milyar dolarlık bir tasarruf sağlandı. 2020 yılında da cari dengede önemli bozulma beklenmiyor.
Devamı Z Raporu Ocak 2020 sayısında…