YAKIN ZAMANA KADAR, BİRÇOK ŞEYİN DİJİTAL YOLLARLA DA YAPILABİLECEĞİNİ GÖRÜYOR VE BİLİYORDUK. ANCAK KİMSE ALIŞKANLIKLARINI DEĞİŞTİRMEK İÇİN HAREKETE GEÇMİYOR, BİLDİĞİ YOLDAN YÜRÜMEYİ TERCİH EDİYOR, RAHATINI BOZMAK İSTEMİYORDU. PANDEMİ HERKESİ, MÜMKÜN OLANI HAYATA GEÇİRMEYE MECBUR ETTİ. BUGÜNLERDE TÜMÜYLE DİJİTALLEŞMESEK BİLE, GÜNDELİK HAYATLARIMIZDAN İŞ YAPIŞ BİÇİMLERİMİZE KADAR BİRÇOK KONUDA ‘HİBRİT’ MODELLERİ BENİMSEMİŞ DURUMDAYIZ. VE ÖYLE GÖRÜNÜYOR Kİ, YAŞANAN MECBURİ DÖNÜŞÜM, BÜYÜK ÖLÇÜDE KALICI OLACAK.
DR. ALİ EFE İRALI
Pandemi öncesinde varlığı bilinen pek çok teknik, bugün yükselen bir farkındalıkla yeniden gündeme geliyor. Oluşan acil ihtiyaç karşısında teknoloji, her sektöre özel biçimde cevap sunmayı deniyor. Konserleri iptal olan müzisyenler, bilgisayar oyunlarında sanal konser düzenleyip tekli (single) çalışmalarının ilk gösterimlerini yine çevrimiçi oyun platformlarında sunuyorlar. Tasarımcı ve küratörler, çevrimiçi toplantılarla, hem kendilerini hem de bağlı bulundukları kurumları ayakta tutabilmek için mücadele ediyorlar. Müzeler ve sergi merkezleri de üç boyutlu simülasyon sistemleri çerçevesinde yapı oluşturma çabalarını sürdürüyorlar. Bu çabaların pek çoğu, pandemi sonrasında da devam edecek gibi duruyor.
Tabii tek başına sanatın içinde bir mücadele söz konusu değil, bambaşka sektörlerden gelen kurumların da benzer anlamda kalıcı hale getirmeyi düşündüğü konular mevcut. Örneğin, uluslararası finans piyasalarında yer alan pek çok kuruluş, pandemi sonrası dönem için uzaktan çalışmayı kalıcı hale getirmeye başladı. Türkiye’de de benzer biçimde, başta Koç Holding olmak üzere pek çok büyük kuruluş, çeşitli birimlerinin uzaktan çalışma sistemine kalıcı olarak geçirildiğini açıkladı.
Finansal kuruluşlarda da benzer hareketlenmeler görülüyor. Akbank, ING, Allianz gibi kurumlar da aynı yönde hamle yapanlar arasında yerlerini almış durumda. Anlaşılacağı üzere, pandemi, teknik anlamda oluşturduğu ivme artışını pek çok sektör ve çalışan için kritik öneme taşımış halde. Uzaktan olumlu çıktılar gibi görülse de, nispeten küçük firmalar için de çeşitli tehlikeler ortaya çıkmıyor değil.
Evden çalışan personelin maliyeti, sahada çalışan istihdamın sirkülasyonunun yüksekliği, teknik bilgi eksikliği ve bu eksiklik dolayısıyla çıkan problemlere çözüm süresinin uzaması gibi konular, pandemi sonrasındaki normalleşmede bizi bekleyen tartışma noktaları olacak gibi görünüyor. Tabii, tüm bu gelişmeler ışığında pandeminin teknik anlamda sunduğu getiri ve götürüler, her sektör için farklı biçimlerde ortaya çıkıyor. Biz de, pandeminin sağladığı yenilik etkisi üzerinden pencere açarak; perakende, eğitim, spor yayıncılığı, sağlık ve veri yönetimi alanları örnekleminde bir değerlendirme yapmaya çalışacağız.
PERAKENDEYİ BEKLEYENLER
Perakende, OECD’nin Covid-19 ve Perakende Raporu’nda yer alan verilere göre normal şartlarda her 12 kişiden 1 kişinin çalıştığı, en büyük sektörlerden birini temsil ediyor. Ancak sektör pandemide oldukça önemli dalgalanmalar yaşıyor. Zaruri ihtiyaçların daha çok öne çıkması sebebiyle, perakendenin çoğu alanında zorunlu olmayan ihtiyaçlara yönelik satın alımlarda önemli düşüşler gözlemleniyor. Bu da, pek çok firmanın tip değiştirerek ek ürünler satmaya başlamasına neden oluyor. Örnek olarak Trendyol’un Yemeksepeti ve Getir’e rakip olması ya da geçici süreyle de olsa Kığılı’nın pandemi başında bakliyat satışı yapması bunlardan birkaçı olarak sayılabilir. Bunlardan farklı olarak bir de pandeminin fiziki gerçeklerine uyum süreci de var tabii ki.
Sektörde, özellikle hızlı tüketime yönelik noktalarda, hijyene bağlı mağaza içi standartların kalıcı hale getirilmesi düşünülüyor. Ayrıca, istihdamın saha elemanlarına kaydırılması ve mağaza içi personelin görev değişikliğine dair alternatif arayışları da göze çarpıyor. 2010’lardan beri Türkiye’de Migros tarafından belirli noktalarda denenen, ardından CarrefourSA’nın da başlattığı kasiyersiz kasa uygulamaları, BİM ve A101 gibi perakende devlerinin de katılımıyla birlikte pandemide çok hızlı biçimde artmaya başlamış durumda. Başka bir örnek olan Amazon’un Go ismini verdiği mağazalarında da, sensörlerle takip edilen alışveriş sisteminin de benzer biçimde yaygınlaşmasıyla, perakendede olası istihdam değişikliklerine dair güçlü sinyaller alınıyor.
Devamı Z Raporu Dergisi Nisan 2021 sayısında…