Pandemi sonrası dönemde ekonominin geleceğinin nasıl olacağı sorusu kamunun ya da en azından ana akım medyanın gündeminde gölgede kalan bir mesele olsa da, nüfusu 7 milyarı aşmış olan bir gezegende tüketim eğiliminin sonsuza kadar devam edemeyeceğini ve kapitalizmi kurtarmaya çalışan mali ve ekonomik güçlerin iş başında olduğunu kabul etmeliyiz.
Salgınla birlikte, tam olarak anlayamadığımız bir virüsün neden olduğu küresel bir tıbbi acil durum ve yayılmasını kontrol altına almak için gereken bir politika tepkisi olarak kendiliğinden oluşan ekonomik felaket sonucunda, turizm ve otelcilik gibi bazı sektörler neredeyse durma noktasına gelirken, milyonlarca çalışan da hükümet desteğiyle ücretsiz izne çıkarıldı. Dolayısıyla, küresel anlamda bağlantılı bir dünya hayali suya düşmüş olup, bu hayalin yakın bir zamanda gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Ekonomik verilere bakılınca tablo daha da belirsiz hale geliyor. Nitekim Asya; Avrupa ve kısmen de ABD ile kıyaslandığında halihazırda tam iyileşme sürecinde. Örneğin, Avustralya’daki iş açığı 2019 seviyelerine geri dönerken, Fransa, İspanya, İngiltere ve diğer bazı ülkelerde bu seviyelerin altında seyrediyor.
Devamı Z Raporu Nisan 2021 sayısında…