Yaklaşık 20 yıldır, uluslararası finans sistemine borç faizi ödemekte olan birçok ülke için Batı’daki sağlık sistemlerinin artık kaldırılamayacak bir yük haline geldiğine dair temel bir meseleden söz ediliyor. Masadaki seçeneklerden biri, aşılamaya dayalı bir sağlık sistemine yönelik büyük bir değişim. Peki sorun ne?
Sorun, ekonomik nedenlerle milyarlarca insanı hayatları boyunca her yıl aşılanmaya alıştırmak. Bu bir çerçeve olarak alındığında, hükümetlerin şu anda neden demokrasiyi, hakları ve kişisel özgürlükleri kısıtlama eğiliminde oldukları anlaşılıyor. Tüm bunlar, sağlık sektörünün ‘Büyük Sıfırlama’ olarak adlandırılan projenin yalnızca bir parçasını oluşturmasına rağmen gerçekleşiyor. İlaç endüstrisini finanse etmekte olan Batı bankacılık sistemi, sektörü koronavirüs krizinden menfaat sağlamaya iterek kârını mümkün olduğunca artırıyor.
Geçtiğimiz günlerde bir Fransız milletvekili, bir aşı üreticisi ve onun aşı fiyatlarını doz başına 150 ABD dolarına yükseltmesini isteyen sponsorları arasındaki “perde arkası” bir bilgiyi paylaştı. Aşı, kontrollü fiyat sözleşmelerinin sona erdiği Temmuz 2021’den beri Avrupa piyasasında. Uluslararası finans sistemi, ülkelerin boynunda adeta bir tasma olan borcun bir kısmının veya tamamının silinmesi ihtimalinden söz etmişti. Borç, hükümetleri uzaktan kontrol etmenin, dolayısıyla büyük miktarlarda para elde etmenin ve güç kullanmanın bir aracı haline geldi. Bu durumda, küreselci lordların pişman olup insanseverliğe yöneleceğini mi düşünüyorsunuz? Bir kez daha düşünseniz iyi olur. Şayet borç tasmalarını bırakacaklarsa, bu, milletlerin boynuna sıkı bir zincir takmak istedikleri içindir. Zira eski borç kafeslerinin insanlar üzerinde neredeyse tam kontrole sahip yeni bir sağlık sistemiyle değiştirilmesi küreselci elitler için çok cazip olabilir.
Devamı Z Raporu Eylül 2021 sayısında…