AB’nin fosil yakıtlar pahasına enerji geçişini hızlandırmaya yönelik aceleci politikaları ve çevre aktivistlerinin ve petrol ve gazı tamamen terk etme fikrini savunanların Avrupalı enerji şirketlerine petrol ve gaz varlıklarını elden çıkarmaları için mütemadiyen baskı yapması, Avrupa’nın enerji krizinin altında yatan iki nedendir. Bu iki faktör, küresel talebi azaltmadığı gibi, petrol ve gaz üretimini ve yatırımları olumsuz etkileyerek petrolde arz açığına ve fiyatların hızla yükselmesine neden olmaktadır.
Diğer bir neden de, AB’nin, inşası yeni tamamlanmış olan ve Baltık Denizi üzerinden Almanya ve AB’ye 50 milyar metreküplük ek Rus gazı taşıması öngörülen Rus Kuzey Akım 2 gaz boru hattının faaliyete geçmesini geciktirmek için oyalama taktikleri kullanmak da dâhil olmak üzere enerji konusunu politize ediyor olmasıdır. AB’nin sadık bir üyesi olan İspanya bile, AB Sekretaryasını enerji geçiş planlarının astronomik elektrik fiyatlarıyla başa çıkamayabileceği konusunda uyardı.
Kamu kuruluşları, doğalgaz pahasına elektrik üretmek için daha çok kömür ve ham petrol dahil diğer yakıtları kullanırken, kömürden üretilen elektriğin artan kullanımı, AB’nin 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefleriyle doğrudan çelişiyor.
Enerji arzındaki daralma ve fiyatların ani yükselişi, AB’nin ve fosil yakıtlardan vazgeçme çağrısında bulunanların yenilenebilir enerji fantezisine kapılmadan önce piyasa gerçeklerini göz önünde bulundurmaları gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Devamı Z Raporu Kasım 2021 sayısında…