İklimsel özellikleriyle tarihte pek çok uygarlığa beşiklik eden Akdeniz havzası, 21’inci asırda bir kez daha geleceği şekillendirecek coğrafya olma yolunda. Ama bu kez gücünü iklimden değil, yeraltı zenginliklerinden, hidrokarbon kaynaklarından alarak…
Sabiha Kötek
Doğu Akdeniz doğalgazında 2016 yılı, deyim yerindeyse dananın kuyruğunun kopacağı bir yıl olacak. Dünya enerji ihtiyacı giderek artıyor ve koşullar baş döndürücü bir hızla değişiyor. Böylesi bir ortamda, Doğu Akdeniz sularının altında gömülü devasa hidrokarbon yataklarının devreye sokulması oldukça önemli. Üstelik sadece bölge için değil, küresel enerji oyunu açısından da durum böyle… Zaten petrol fiyatlarındaki dramatik düşüşün bile bu yöndeki arzuya gem vuramayışı da bundan ileri geliyor. Bu tespitin en tipik dayanaklarının başında, İsrail’in Akdeniz’deki kendi karasuları ile münhasır ekonomik bölgesinde bulunan doğalgaz rezervleri konusunda son dönemde attığı adımlar geliyor. Normalde bu konuda oldukça temkinli davranan Tel Aviv, 622 milyar metreküplük rezerviyle, yakın çevredeki en büyük doğalgaz sahası unvanına sahip Leviathan’a ilişkin karar alma sürecini hızlandırmış durumda. İsrail’de, böylesine büyük bir rezerve sahip doğalgaz sahasının sadece tek bir konsorsiyum tarafından kontrol ediliyor olmasının rekabeti sınırlandırdığı yönlü eleştiriler ve kaygılar güdemdeydi. Yaklaşık bir yıl süren bu konulardaki politik çekişmenin ardından İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, sahada çalışmaların devam etmesinin önünü açtı. Zira sahayı ülkenin enerji ihracatçısı olma fırsatı ve dolayısıyla politik gücünü de arttırma fırsatı olarak görüyordu Netahyahu… İsrail Başbakanı, aksi yöndeki eleştirilere ve gelen tüm tepkilere rağmen 17 Aralık 2015 tarihinde Leviathan doğalgaz sahasındaki çalışmalara izin veren bir çerçeve anlaşmaya imza attı.
Anlaşma uyarınca Amerikan enerji şirketi Noble Energy ve İsrailli Delek Group Konsorsiyumu, sahanın kontrolünü ellerinde tutmaya devam edecekler. Buna karşılık, iki şirket Tamar sahasındaki paylarını ise azaltacaklar. Ayrıca bunların dışındaki iki küçük açıkdeniz gaz sahasını da ellerinden çıkaracaklar, yani satacaklar.
Çalışmaların ne zaman ve nasıl yapılacağına, yani anlaşmanın son şekline, İsrail Yüksek Mahkemesi karar verecek. Mahkeme bu amaçla, anlaşmayla ilgili görüş, savunma ve itirazları Şubat 2016 itibariyle dinlemeye başladı.
Devamı Derin Ekonomi Mart Sayısında…