‘AMERIKA’YI YENIDEN MUHTEŞEM YAPMA’ SLOGANININ TAM OLARAK NEYE TEKABÜL ETTIĞINI SON GÜNLERDE YAŞANAN GELIŞMELER NET BIR ŞEKILDE ORTAYA KOYUYOR. GÖREVE GELDIĞI GÜNDEN BU YANA ROMALI CATO’NUN ‘SÜREKLI GERGINLIK POLITIKASI’NI BENIMSEYIP ÖNÜNE GELENE TEHDITLER SAVURAN, ULUSLARARASI SIYASETIN TEMEL DINAMIKLERINI ‘KASABANIN ŞERIFI’ YAKLAŞIMIYLA BERHAVA EDEN BIR TRUMP PORTRESI IZLIYORUZ. BU YENI YAKLAŞIMIN SON ÇIKTILARI, OKYANUSUN IKI YANINDAKI VENEZUELA VE IRAN’A YÖNELIK MÜDAHALE TEHDITLERI OLDU. BU TEHDITLER BIR YANDAN DA ‘DÜNYA JANDARMASI SAHAYA GERI MI DÖNDÜ?’ SORUSUNU GÜNDEME GETIRDI.
SÜLEYMAN ŞAHİN
Londra merkezli İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, nam-ı diğer Chatham House, geçtiğimiz günlerde ‘uzman yorumu’ başlığı altında bir makale yayınladı. Kurumun ABD ve Amerika kıtası programından Peter Trubowitz ile Colorado State Üniversitesi Politik Bilimler bölümü öğretim üyesi Peter Harris tarafından kaleme alınan makale ‘İşlevsiz politikalar en sonunda Amerikan yüzyılının sonunu mu getirecek?’ başlığını taşıyor ve can alıcı bir soruyla giriş yapıyor: ‘ABD yetmiş yıldır yapageldiği gibi uluslararası siyaseti şekillendirmeye devam edebilecek mi? Yoksa Amerikan egemenliği dönemi sona mı eriyor?’
İki uzmana göre bu soruyu cevaplama teşebbüsleri genelde Amerika’nın jeopolitik rakipleriyle arasındaki maddi imkanlar ve kapasiteler üzerine odaklanıyor. Ancak son zamanlarda Amerikan liderliğini gittikçe zora sokan durum yabancı rakiplerden değil, ülkede tansiyonu günden güne yükselten işlevsiz iç siyasetten kaynaklanıyor.
KÖTÜ BİR TAKLİTTEN İBARET
Chatham House uzmanlarının ‘işlevsiz iç siyaset’ teşhisi elbette başkanlık koltuğunda oturan Donald Trump’ı hedef alıyor. Donald Trump üzerine kafa yorulduğunda ise enteresan bir ayrıntı dikkat çekiyor. Romalı meşhur hatip ve senatör Marcus Porcius Cato ile ABD Başkanı Trump arasındaki benzerlikleri siz de fark etmiş olmalısınız. Örneğin her ikisi de küresellik karşıtı ve yerel dinamiklerin savunucusu. İki bin yıl öncenin Romalı Cato’su nasıl imparatorluğu teslim almaya başlayan Yunan kültürüne karşı direniyor ve Mos Majorum (Roma Atalar Geleneği) savunması için en ön safta yer alıyorsa, Trump da Amerikan değerlerini öne çıkarıp tehdit olarak gördüğü diğer medeniyetlere hoşgörüsüz bir hoyratlık sergilemekten geri kalmıyor. Aidiyet duygusunun, vatanseverliğin çok ötesinde kendi benzerini yüceltip ötekini aşağılayan bu bağnaz yaklaşımın Roma’dan ABD’ye, Cato’dan Trump’a tevarüsünü tesadüfle izah mümkün değil. Cato en çok hangi yönüyle biliniyorsa bugün Trump da hemen hemen aynı yönüyle kendini bir adım öne çıkarmanın peşinde. Yaman polemikçi, kılıç keskinliğindeki sözleriyle muhataplarına aman vermeyen bir hatip olarak senatoda gündeme ilişkin görüşlerini ifade eden Cato’nun ele aldığı konular değişir fakat son cümlesi asla değişmezdi. En önemlisinden en basitine değin ele aldığı farklı konuları güzelce izah ettikten sonra kürsüden gözlerini kısıp senatörleri süzer, kelimelerin üzerine özenle basarak o meşhur sözünü söylerdi:“Delenda est Carthago! / Kartaca yok edilmeli!” Cato’nun kötü bir kopyası olan Trump ne diyor: “Amerika’yı yeniden muhteşem yap!”
Devamı Z Raporu Dergisi Haziran 2019 sayısında…