DEVLERİN GÖZÜ AFRİKA’DA

Geçmişten bugüne açlık, kıtlık ve sömürgecilik ile beraber anılan Afrika, 2000’lerle beraber dünyanın önde gelen ekonomilerinin rekabet ettiği en önemli bölgelerden biri haline geldi. Yüzyılın sonunda dünya nüfusunun üçte birine ev sahipliği yapacak olan kara kıtaya yatırım yapan dünya devleri, genç ve bakir piyasada yer edinmek için şimdiden kıyasıya bir yarış içerisinde. Yaşanan tüm gelişmeler enerji kaynakları, büyük pazar olanakları ve ucuz işgücü ile Afrika’nın yeniden keşfedildiğine işaret ediyor.

Kadriye N. Tunçsiper

Batı’nın sömürge tarihinde en üstte yer alan Afrika ülkeleri, bağımsızlıklarını ilan ettiği 60’lı ve 70’li yıllar sonrasında geri plana itilerek; sadece açlık, kıtlık ve yerel savaşlarla anılır oldu. 2000’lerin başında ise ekonomik dönüşüm sürecine giren kıta, gelişmiş ekonomilerin yatırım alanı haline geldi. Afrika, dünyanın en büyük umut vaat eden pazarını temsil ediyor. 1,1 milyardan fazla nüfusu ile 30 milyon kilometrekarelik bir alanda, 54 ülkeden meydana gelen kıtanın hemen her şeyi inşa etmesi gerekiyor. Bu durum, Çin dahil olmak üzere küresel ekonomik güçlerin bölgeyi büyük bir potansiyel alan olarak görmesine neden oluyor. Diğer kıtalardaki piyasaların, yatırım ve tüketim açısından doyma noktasına gelmesi Afrika’yı cezbedici kılan faktörlerin başında geliyor. Yıllık yüzde 5,8 oranında büyüyen Afrika’nın dünya rezervlerinin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan 124 milyar varil petrol rezervine sahip olduğunu da belirtmek gerekiyor. Kıtada ayrıca dünya platininin yüzde 90’ını, elmasın yüzde 40’ını, altının yüzde 50’sini, uranyumun yüzde 30’unu, kobaltın yüzde 27’sini, demir cevherinin yüzde 9’unu üreten doğal kaynaklar da mevcut. Tüm ekonomik potansiyeli ile 20112016 arasında ABD, İngiltere ve Fransa Afrika’ya yönelik doğrudan yatırımların en önemli sağlayıcı ülkeleri olsa da, bu alanda Çin’in çok önemli bir sıçraması var. Dünya genelinde yabancı yatırımlar 2018’de azalma eğiliminde olmasına rağmen Afrika’ya yapılan doğrudan yabancı yatırımların yüzde 20 artarak 50 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor.

ÇİN’İN İKİNCİ KITASI

Afrika’yı erken keşfeden Çin’in kıta ile ilişkileri 1960’larda, kıta ülkelerinin bağımsızlık mücadelelerine verdiği destek ile başladı. Uluslararası etkinliği için Afrika politikasına büyük önem veren Çin, 2013’te ilan ettiği Bir Kuşak Bir Yol inisiyatifi sonrasında kıtaya yönelik yatırımlarına hız verdi. Çin’in Afrika ile sadece ekonomik değil, siyasi, kültürel ve askeri ilişkileri de gelişme eğiliminde. Çin yurtdışındaki ilk askeri üssünü de stratejik olarak önemli bir konumda bulunan Cibuti’de açtı.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Kasım 2018 sayısında…

Dikkat çekenler...