DEVLETLER TEKNOLOJİ DEVLERİNE KARŞI

Şirket değerleri ve iş hacimleri orta boy devletleri çoktan geride bırakan Apple, Google, Amazon, Microsoft gibi teknoloji devleri, yalnızca ekonomik büyüklükleriyle dikkat çekmiyorlar. Bu şirketler aynı zamanda, dünyanın dört bir tarafındaki kullanıcılardan elde ettikleri devasa büyük veri, bu yolla vatandaşlar üzerinde kurdukları etki, ödememek için bin bir türlü yola başvurdukları vergiler gibi meselelerde tartışmalara konu oluyorlar, bu yüzden devletlerle de karşı karşıya geliyorlar. Geçtiğimiz ay gündemi meşgul eden Cambridge Analytica vakası, gittikçe sıklaşan bu karşı karşıya gelişlerin son örneği oldu. Bu vaka akla hemen şu soruyu getirdi: Büyük veri hükümet indirip, hükümet kurabilir mi?

Yakup Kocaman / Esranur Eyupoğlu

BÜYÜK VERi KARTELLERi SiYASETE KARIŞIRSA…

Veri kartelleri, eskiden sosyal medya kullanıcılarının verilerini reklamlar yoluyla paraya dönüştürüyordu. Artık işi siyasete de döktüler. Facebook’un 50 milyon kişinin sosyal medya paylaşımlarını ve profil bilgilerini, bir İngiliz seçim şirketine kaptırdığının ortaya çıkması dünyada büyük bir tartışma başlattı. Teknoloji devlerinin elindeki büyük verinin güvenliği nasıl sağlanmalı? Bu verilerin siyaset ve demokrasiye zarar veren, halkın tercihlerini manipüle eden güçlerin eline geçmesi nasıl engellenebilir? Amerikalı milyarder işadamı Robert Mercer’e ve Trump’ın fikir babası Steve Bannon’a ait olan Londra merkezli Cambridge Analytica isimli politik araştırma şirketi geçen ay gündem oldu. Şirketin, Facebook ve çeşitli kanallar aracılığıyla veri topladığı, on milyonlarca Amerikalıya ait paylaşım ve profil verilerini analiz ederek, Trump için dijital seçim kampanyası düzenlediği ortaya çıkmıştı. Üstelik bugüne kadar, ABD dışında Brexit seçimlerini etkilemiş, Çek Cumhuriyeti, Kenya, Nijerya, Hindistan ve Arjantin gibi ülkelerde hizmet satın alan politikacıların yararına olacak şekilde kişiye özel dijital seçim kampanyaları düzenlemişti. Büyük verinin seçimleri etkileme, hükümetleri devirip hükümetler kurma yolunda ilk denemeleriydi bunlar.   Milyarder iş adamı Robert Mercer, Amerikan seçimlerinde Donald Trump’a milyonlarca dolar finansal yardımda bulunuyor, Trump’ın eski danışmanı Steve Bannon tarafından işletilen Brietbart sitesini de fonluyordu. Müslüman karşıtı sloganlarıyla Trump’a oy toplayan Cumhuriyetçi Partili Steve Bannon ise seçimden sonra ABD Başkanı Trump’ın danışmanlığına getirilmişti. İkili, sahip oldukları, aşırı sağcı, Müslüman ve göçmen karşıtı, beyazların üstünlüğünü öngören politik hedeflerini gerçekleştirmek için büyük veriyi (big data) kullanan bir şirket kurmuştu. İkna edilmeye en yakın kişileri tespit ediyorlar ve sadece onların bilgisayarında ve akıllı telefonunda görünür olan özel bir seçim kampanyası gerçekleştiriyorlardı. Hedef seçmen, bilgisayarını veya cep telefonunu açtığında onun karşısına çıkan reklamlar ve sponsorlu kampanya reklamları başkasına görünenlerden farklı oluyordu. Seçmen, internette girdiği her mecrada, seçim kampanyası tarafından kendisini ikna etmeye özel olarak ayarlanmış içeriklerle karşılaşıyordu. Böylece seçmen davranışları kontrol altına alınabiliyordu. ABD’de Donald Trump ve Hillary Clinton’un yarıştığı seçimlerde tüm anketler Clinton’un kazanacağını gösteriyordu. Ancak bir yıl boyunca Trump’a hizmet vermiş olan Cambridge Analytica Trump’ın kazanacağından neredeyse emindi. Aynı şey Brexit oylamasında oldu.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Nisan 2018 sayısında…

 

 

 

 

Dikkat çekenler...