Referandumla kabul edilen başkanlık sistemine geçiş arifesinde başlatılan çok yönlü finansal saldırı, Türkiye’yi siyasi ve ekonomik yönden vesayet altına almayı amaçlıyor. 2019 seçimlerinin erkene alınmasıyla planları bozulan yerel ve uluslararası bazı çevreler, seçimlerin zamanında yapılacağı varsayımıyla hazırlamış oldukları finansal saldırı programını daha erkene alarak alelacele yürürlüğe koydu. Vadesi 2019’a kadar uzanacağı için daha yıkıcı sonuçlar doğurmayı hedefleyen bu tehdit seçimlerin erkene alınmasıyla önemli ölçüde bertaraf edildi. Elindeki medya ve para gücünü sonuna kadar kullanan vesayet odağı, Türkiye’de bir ekonomik kriz havası estirerek 24 Haziran seçimlerine doğrudan müdahale girişiminde bulundu. Peki Türkiye, bu müdahale girişimine karşı serbest piyasa koşulları içerisinde nasıl bir cevap vermeli?
Yakup Kocaman
Türkiye üzerinde hayal ettikleri siyasi emellerini gerçekleştirmek ve ekonomik menfaatlerini en üst seviyeye çıkarmak isteyen yerli ve yabancı bazı güç odakları, daha önce 2001’de ve 1990’lı yıllarda defalarca denedikleri halk arasında ekonomik kriz korkusu yayma, hükümete şantaj yaparak baskı kurma ve siyaset üzerinde vesayet oluşturma odaklı yumuşak müdahale senaryosunu bir kez daha hayata geçirdi. Dövizi yükselterek kriz havası oluşturmak. Ardından merkez bankasını faiz artışına zorlamak. Bu yolla bütçe açıklarını artırarak hükümeti geri dönüşü olmayan bir borç sarmalına sokmak. Finansal kaynaklara erişimi sınırlı olan reel sektörü perişan etmek. Türkiye’nin eksi büyümesine neden olarak siyaset alanını tasfiye etmek. Nihayetinde de milletin iradesine ve siyaset ortamına kolayca vesayet edebilecek bir ortam dizayn etmeyi amaçlayan bu ‘döviz oyunu’ iyi anlaşılmalı ve iyi anlatılmalı. Merkez Bankasını ve hükümeti yüzde 20 civarında bir faiz oranına zorlamak için birkaç aşamalı plan uygulandı. Önce Türkiye’nin sıcak karnı olan enerji bağımlılığı kaynaklı cari açığı yeniden nüksettirmek üzere döviz fiyatlarında yukarı yönlü spekülasyon başlattılar. Operasyonun fitilini önce Dolar/TL işlem hacminin oldukça düşük olduğu New York, Londra ve Tokyo gibi finansal merkezlerde ateşlediler. Yabancı yatırımcıların tamamı faiz artışı istiyor kamuflajı altına saklanmanın oldukça etkileyici bir yöntemi bu.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Haziran 2018 sayısında…