Tedarikte Çin’e alternatif aranıyor

GEÇTIĞIMIZ 30 YIL IÇINDE ADETA DÜNYANIN IMALAT VE LOJISTIK ÜSSÜ HALINE GELEN ÇIN’IN POTANSIYELINE GÜVENEREK YATIRIM YAPMAK KOLAY VE ÇOK KÂRLI BIR TERCIHTI. ÇIN’DE ORTAYA ÇIKAN, 5 MILYONUN ÜZERINDE VAKAYA VE YAKLAŞIK 350 BIN CAN KAYBINA YOL AÇAN KORONA VIRÜS (KOVİD-19) SALGINI, STRATEJIK DAYANIKLILIĞIN VAZGEÇILMEZI OLAN TEDARIK ZINCIRLERININ BOZULMASINA KARŞI DÜNYAYI, TEK BIR ÜRETICIYE VE PAZARA BAĞIMLI HALE GELMENIN RISKLERI KONUSUNDA UYARIYOR. ÇIN’E BAĞIMLI KÜRESEL TEDARIK ZINCIRLERI, EKONOMIK VE YAPISAL AÇIDAN VAZGEÇILMEZ GIBI GÖRÜNSE DE, KÜRESEL AKTÖRLER, TÜM YUMURTALARI AYNI SEPETE KOYMANIN YARATTIĞI RISKLERIN BUGÜN ARTIK DAHA AÇIK BIR ŞEKILDE FARKINA VARIYOR. 

SONER OKUŞLUK 

1990’ların başından itibaren, dünyadaki imalat sektörlerinin önemli bir kısmı küresel değer zincirleri etrafında örgütlenmiştir. Japonya, ABD ve Avrupa Birliği ile birlikte küresel üretim ağının temelini oluşturan Çin, birçok ara girdi üretimi ve montaj süreçleri konusunda dünyada lider ülke konumunda. Çin, aynı zamanda, yüksek katma değerli ürün ve bileşenlerin birincil üreticisi, endüstriyel ürünlerin en büyük bir müşterisi ve devasa bir tüketici pazarı olarak dünya ticaretinde değer ve tedarik zincirlerinin kalbinde yer alıyor. Salgını sınırlama önlemlerinin etkisiyle, Çin’in endüstriyel üretimi bu yılın Ocak ve Şubat aylarında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 15 azaldı.

Seyahat ve çalışma kısıtlamaları, karantina önlemlerine dönüştükçe aksayan üretim ve düşen talep, tüm küresel değer ve tedarik zincirlerinin çıktılarını olumsuz yönde etkiledi. Bu durum, dünyadaki hemen hemen tüm ülkeler için hayati önem taşıyan üretim parçalarının Çin’den ithalat süreçlerinin aksamasına ve bu parçalara bağlı üretimlerinin ise tamamen durmasına yol açtı. Buna tedarik darboğazı ve düşen tüketici talebinin katlanmış etkisi de eklenince küresel üretimin aşağı yönlü bir spirale girme riski son derece arttı. Önümüzdeki dönemde, birçok küresel tedarik zincirinde operasyonsal aksamalarla sık bir şekilde karşılaşılacağı öngörülüyor.

Başta ABD ve Avrupa olmak üzere, birçok ülke, krizden sonra üretim süreçlerini ve tedarik zincirlerini kısmen de olsa çeşitlendirerek, riskleri azaltmak üzere hummalı bir çalışma yürütüyor. Bu gelişmeler, Çin’in nüfuz alanında bulunmayan Türkiye gibi güvenilir müttefikler için ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi ve yeni yatırım imkânları yolunda mükemmel fırsatlar sunma potansiyeli taşıyor.

ÇİN ELEŞTİRİ OKLARININ HEDEFİNDE

Donald Trump, küresel ölçekte milyonlarca insanı etkileyen ve ekonomik faaliyetleri durma noktasına getiren kovid-19 salgınındaki rolü sebebiyle, her fırsatta açıkça Çin’i suçluyor. Avrupalı yetkililer ise geleneksel cezalandırma korkusu nedeniyle açıkça eleştirel olmaya daha az istekli. Berlin, Paris, Londra ve Brüksel’deki politikacıların Pekin’in kovid-19 krizindeki tavrıyla ilgili dile getirdikleri endişeler, çok yönlü sonuçları olan, daha derin bir kızgınlıkla ilgili ipuçları veriyor. Fransa, Almanya, İspanya gibi önemli Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere, Çinli tedarikçilere olan bağımlılıklarını azaltmayı planlarken, potansiyel stratejik yatırımları kontrol altında tutmak için yeni politikalar geliştirmenin peşinde koşuyor. Öte yandan, geçen yıl yaklaşık 750 milyar dolar değerine ulaşan Çin-AB ticaretinin zarar görmesi riskinden kaçınmak da şimdilik temel amaç.

Devamı Z Raporu Dergisi Haziran 2020 sayısında…

 

Dikkat çekenler...