Bu satırlar yazıldığında, 12 Haziran’da Singapur’da yapılacağı duyurulan Trump-Kim zirvesi iptal edilmişti. ABD Başkanı Trump’ın, 24 Mayıs tarihinde şaşırtıcı bir kararla Kim’le buluşmasını, Kuzey Kore tarafından gelen ‘saldırgan ve düşmanca’ tutuma bağlayarak iptal etmesi, konunun ne kadar girift ve pamuk ipliğine bağlı olduğunu açıkça ortaya koydu. Kore yarımadasında çözüm sadece iki Kore’nin vereceği karara bağlı değil. İki büyük güç, Çin ve ABD’nin, çözüme yönelik nasıl bir strateji geliştireceği de belirleyici olacak. Diğer yandan belki de çözümün önündeki en büyük engel, ABD Başkanı’nın gün gün değişen fikir ve duyguları.
Sernur Yassıkaya
27 Nisan’da Panmunjom Barış Köyü’nde yapılan tarihi zirve sonrası, dünyanın dikkati, ABD ve Kuzey Kore liderlerinin yapacağı olası zirveye odaklanmıştı. Ne var ki, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile 12 Haziran günü Singapur’da yapacağı zirveyi iptal etmesi, sadece Doğu Asya’da değil tüm dünyada gündeme bomba gibi düştü.
Trump, 24 Mayıs’ta bir mektupla iptal kararını duyurmadan birkaç gün önce, zirveye ilişkin bir hatıra paranın medyaya sızdırılmasına rağmen gelen iptal kararı, Trump yönetiminin verdiği sözlere ve imza attığı anlaşmalara bağlılığına ilişkin şüpheleri bir kat daha artırdı. Henüz birkaç hafta önce İran’la 2015 yılında yapılan nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilen ve Tahran’a adeta savaş ilan eden Washington’daki Trump yönetiminin, son olarak Kuzey Kore kararı ile diplomasiye olan inancı da artık tartışmaya açık. Trump’ın mektubuna baktığımızda, sadece iptal kararıyla yetinmediği, aynı zamanda muhatabını, üstü kapalı olarak, nükleer ve askeri güç kullanmakla tehdit ettiği görülüyor. Trump mektubunda birebir şu ifadeleri kullandı: “Kendi nükleer kapasiteniz hakkında konuşuyorsun, fakat bizimki o kadar büyük ve güçlü ki, Tanrı’ya bunu bir gün kullanmak zorunda kalmamak için dua ediyorum.” ABD Başkanı daha sonra biraz daha ileri gitti, “(ABD Savunma Bakanı) General Mattis ve genelkurmay başkanı ile görüştüm, eğer gerekirse ordumuz hazırdır. Güney Kore ve Japonya ile de görüştüm, eğer Kuzey Kore aptalca veya pervasız adımlar atacak olursa onlar da hazırlar ve (askeri bir operasyondan kaynaklı) ortaya çıkacak finansal yükün çoğunu karşılamaya da istekliler” diyerek adeta gözdağı verdi.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Haziran 2018 sayısında…