Doğuda Kamu Batıda Özel Bankalar

Halil Aktaş 

Türk bankacılık sistemi, özellikle özel bankalar bir yandan Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine karşı tepkisiz kalması ile eleştirilirken bir yandan da sorunlu kredilerinin toplam krediler içindeki
payının artışı ile gündemdeki yerini koruyor. 2001’deki finansal kriz sonrası hem yasal-yapısal düzenlemeler hem de Türkiye ekonominin yüksek performansı ile altın çağını yaşayan bankaların,
hem karları hem karlılıkları düzenli olarak arttı. Ancak küresel krizden sonra önce karlılık rasyoları düştü. Önlem alınmazsa karlarının da düşmeye başlayacağı açık. Bunu sektör temsilcileri
de dile getiriyor. Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) verilerine göre bankaların kredi/mevduat oranı yüzde 110’u geçmiş durumda. Bu oran 2001’deki kriz sonrasında yüzde 50’nin biraz üstündeydi. Hazine’nin borçlanma ihtiyacı azaldıkça, bankaların kredi tutarları da menkul kıymet portföylerini geçmeye başladı. Devletten para kazanma musluğu kısılınca ekonomiye güvenin yarattığı
kredi talebindeki artışın da etkisiyle bankalar daha fazla kredi vermeye başladı. Kredi yarışı, bir yandan kredilerin mevduatı geçmesine bir yandan da sorunlu kredi oranının artmasına
neden olmuş durumda. Temel sorun vade tercihi. Bankalar üretici yerine tüketiciyi kredilendirmeyi tercih ediyor. Bu da orta vadede dönüp artmayan gelir, yavaş büyüyen ekonomi şeklinde
sistemi vuruyor. Risk almadan kazanma refleksi ile sorunlu krediler artıyor, karlılık oranları düşüyor…

Devamı Derin Ekonomi Temmuz 2016 sayısında…

Dikkat çekenler...