Genetik yapı taşlarını değiştirebilme yeteneği aracılığıyla insanlığın seyrini geliştirme eşiğindeyiz. Genetik yapıyı anlamanın vücudumuz için bir yol haritası vermesine benzer şekilde, genetik düzenleme bize varış yerini değiştirme gücünü verebilecek
Kadriye N. Teker
Koyun Dolly ile bundan 20 yıl önce tanıştık. Ömrü kısa olsa da, kopyalamanın bu en meşhur canlısı dini, ahlaki ve siyasi tartışmaları da beraberinde getirdi. Bugün ise genetikten tıp teknolojisine,
insan ömrünü uzatma amacında ve günümüz için, imkânsız görünen çaresiz hastalıkların tedavisini mümkün kılmak için genetik mühendisliği çatısı altında, milyarlarca doları aşan dev bir endüstri ortaya çıkmış durumda. İşin ilginç yanı bu gelişmelerin, sadece bilim adamlarını değil, girişimcileri de heyecanlandırması. Girişimciler ve şirketler daha güçlü ve daha sağlıklı süper insana eskisinden çok daha fazla yatırım yapar hale geldi.
Elon Musk geçtiğimiz yıl verdiği röportajda şu anda zaten siborg (biyolojik ve yapay kısımları olan) gibi olduğumuzu iddia ediyordu. Akıllı telefonlarımız beynimizi geliştiriyor,gözlüklerimiz görüşümüzü ve varsa kalp pillerimiz kalp atışımızı düzenliyor. Çevremiz giderek daha fazla kablolu, sensör dolu ve dijital olarak bağlı- dolayısıyla biz de. Ancak genetik bilimindeki son gelişmeler süper insana hiç olmadığı yakın olduğumuzu gösteriyor. Genetikçiler artık genleri kaldırıp değiştirmekle değil, tüm genomları yeniden yazma teknolojisinin gelişmesi ile önümüzdeki 10 – 15 yıl içerisinde bunun mümkün olabileceğini iddia ediyor.
MİLAT: CRISPR / CAS9
James Watson ve Francis Crick’in 1950’lerde insan DNA’sının yapısını ortaya çıkarması ve insan genomunun tamamının haritalanışı tamamlandığından beri, farklı yollarla, insan genomunun
geliştirilmesine odaklanıldı. Bu sayede hastalıklı ve bozuk genlerin silinmesi; hatta sentetik yeni genlerin eklenmesi üzerine çalışmalar son sürat ilerliyor. Süper insana giden yolda yapay organlar, yeni tedavi yolları ve benzeri gelişmeler herkes tarafından desteklense de tartışmalar genetik müdahaleler kısmında ortaya çıkıyor. Kuşkusuz ortaya çıkan gelişmelerde yeni bilgiler edindikçe maliyetlerin düşmesinin büyük etkisi var. Öyle ki 1990’larda bir kişinin genomunu sıralamak 13 yıl ve 3 milyar dolara mal olurken, 10 yıl içerisinde 100 milyon dolara ve nihayet günümüzde 1000
dolara kadar düştü. Dizilim ve genlerin yerlerini bulmak için yaklaşık 20 yıldır sürdürülen İnsan Genomu Projesi insan bedeni hakkında merak ettiğimiz birçok soruya yanıt buldu. 2000 yılında projenin sonuçları görkemli bir törenle kamuoyuyla paylaşıldı ve 2003’e gelindiğinde projenin ilk ayağı sona erdirildi. Özellikle dizilişlerin hastalıkların ortaya çıkışındaki genetik etkenleri konusunda bir hayli ilerleme kaydedildi ve çalışmalar sürdürülmeye devam ediyor. Şimdi ise çığır açan bir doğrulukla DNA’yı hedefleyip değiştirebilen bir gen düzenleme tekniği olan CRISPR / Cas9 ise, genetik araştırmaların odak noktasında. 2012’de California Üniversitesi, Berkeley’deki bilim insanları tarafından icat edilen CRISPR / Cas9 tekniği bir çeşit arama ve değiştirme fonksiyonu olarak görev alıyor. Aslında patent savaşlarına da neden olan bu yeni teknik sayesinde DNA harflerini değiştirerek kolayca genleri devre dışı bırakmak veya işlevlerini değiştirmek mümkün. Araştırmalar şimdiden farelerde kas distrofisini yok etmek, nadir bulunan bir karaciğer hastalığını tedavi etmek, insan hücrelerinin HIV’e karşı bağışık hale getirmenin mümkün olduğunu gösterdi
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Mayıs 2017 sayısında…