Petrol fiyatları, adeta gizli bir el tarafından halen dip seviyede tutuluyor. Düşük seyreden fiyatlar, petrol ihracatçısı Avrasya ekonomileri üzerinde yeni bir değişim dalgasını tetikledi. Bütçe dengeleri bozulan Rusya, Kazakistan, Azerbaycan ve İran ekonomileri özelleştirme ve liberalleşme eksenli yeni bir dönüşüm sürecine giriyor. Türkiye’nin Rusya ve İran’la ilişkilerinin gerildiği bir dönemde; Kazakistan ve Azerbaycan’da başlayan özelleştirme hamleleri, Türkiye iş alemi için alternatif niteliğinde fırsatlar sunuyor.
Yakup Kocaman
Son 15 yılda yüksek seyreden petrolfiyatları, üretici ülkelerde milli gelirleri artırdı. Bu dönemde kasalarını yüksek petrol kazançlarıyla dolduran Rusya ve İran, bu parayla savaşlar finanse edecek kadar ileri gittiler. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2000 yılında Rusya’ya başkan olduktan sonra Rusya’nın günlük 6 milyon varil olan petrol üretimini, sonraki 10 yılda ikiye katlayarak 11 milyon varile çıkardı. Putin, 2008 ve 2013’teki Gürcistan ve Ukrayna savaşlarını 120 dolarlık petrol geliriyle rahatça finanse etmişti. Ancak 2015 sonbaharında Suriye savaşına bulaşan Putin, petrolün hızla 30 dolara düştüğünü görünce, önce bu yeni gerçekliğe kabullenmek istemedi. Hem Rusya merkez bankası hem de Putin tarafından 2014-2015 boyunca yapılan çeşitli açıklamalarda, fiyatların yeniden kısa sürede 50 doların üzerine çıkacağı söylendi. Ancak varil petrol fiyatları onların istediği gibi yükselmedi. Aksine 27 dolara kadar düştü. Petrol fiyatlarında yolun sonuna geldiğini anlayan Putin yönetimi, bütçeyi toparlamak ve Suriye savaşının ağır maliyetini hafifletmek amacıyla Rus devletinin en kritik şirketleri olan havacılık devi Aeroflot, elmas madencisi Alrosa, petrol karteli Rosneft gibi şirketleri özelleştireceğini ilan etti. Putin, geçen Ocak ayı sonunda Rusya’nın en büyük devlet şirketlerinin CEO’larını Beyaz Saray’da topladı. Toplantıdan kamu şirketlerinin özelleştirilmesi gerektiği kararı çıktı.
Devamı Derin Ekonomi Mart sayısında…