Arap Baharı’ndan sonra yaşanan alt üst edici gelişmeler, farklı Arap ülkelerinden pek çok insanın, Müslüman bir ülke olarak Türkiye’ye, başta da İstanbul’a akın etmesine sebep oldu. Gelenler, ciddi bir sermaye birikimini de beraberinde getirdi. Şu anda İstanbul’da sanayiden ticarete uzanan geniş bir alanda pek çok Arap girişimci faaliyet gösteriyor. Bu nispeten yeni girişimler, geçmişten beri Türkiye’ye ilgi gösteren büyük yatırımcılarla birlikte değerlendiğinde, ortaya büyük bir Arap ekonomisi çıkıyor.
Fatma Nur Dinç
Arap Baharıyla başlayan süreçle beraber Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da oluk oluk akan kan, Suriye’deki iç savaşla doruk noktasına ulaşmış durumdayken Türkiye herkese kapılarını açtı. Arap Baharı, Ortadoğu’da baskıcı ve otoriter yönetimlere karşı meydana gelen farklı ölçeklerdeki halk hareketlerini göstermek ve süreci bir demokratikleşme dalgası şeklinde ifade etmek için kullanılır. Arap dünyasının içinde bulunduğu işsizlik, gıda yetersizliği, enflasyon, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğünden yoksunluk, usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi pek çok sorun, adı geçen ülkelerde domino etkisi göstererek bu hareketlerin ve eylemlerin yayılmasını tetikledi. Komşu ülkelerde artan siyasi belirsizlikler ve çatışmalar bu ülke halklarının daha güvenli, zulümden uzak ve daha iyi hayat şartlarının olduğu yerlere gitme arzusunu artırdı. Mısır’da zulümden kaçanların, Yemen’deki 2015 yılında başlayan iç savaşlardan ve sıkıntılardan, Irak’tan kaçanların yerleşim yeri İstanbul oldu. Suriye’de ise 2011 yılından itibaren yaşanan iç savaşlardan dolayı Suriye’nin yarısı Türkiye’ye sığınırken, iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeli göçmen sayısı Haziran 2018 itibariyle 3 milyon 570 bin 352 oldu. 7 yılda Türk vatandaşı olan Suriyeli sayısı ise 55 bin 583. En çok Suriyeli barındıran kent ise 563 bin 15 kişi ile İstanbul oldu. Dolayısıyla mevcut durum nedeniyle, bölgede politik istikrardan bahsetmek çok güç. Suudi Arabistan’da ise durum özgürlük noktasında sıkıntıya uğruyor. Halk istediği gibi yaşayamıyor. Bu tablo, Arapların hem İstanbul’a ilgisini artırdı. Tam bu dönemlerde yürürlüğe giren Mütekabiliyet Yasası Arapları cezbetti. Toplumsal ve siyasi kaoslarla sıkışan Arap sermayesinin akabileceği en güvenli liman Türkiye’de gayrimenkul oldu. Bu alanın kalbi de Türkiye nüfusunun yüzde 20’sini barındıran İstanbul.
ARAP YATIRIMCILAR TÜRKİYE’YE GÜVENİYOR
Arap yatırımcı Türkiye gayrimenkul piyasasına ilgili, 2017’de Türkiye’den gayrimenkul alan 19 bin 99 yabancı sayısının yüzde 38’lik kısmı olan 7 bin 242’si Arap ülkelerinin vatandaşları. Türkiye’nin yabancıya gayrimenkul satış potansiyeli daha yüksek. Körfez ülkeleri karışık ve bu karışıklıklar nedeniyle nitelikli Arap yatırımcı güvenli bir liman arayışında. Körfez ülkelerinde istikrarsızlığın sürmesi halinde Arap sermayesi Türkiye’ye doğru göç etmeye devam edecek. Çünkü Arap sermayesi güvenli liman arıyor. Körfez ülkelerinde bunu bulabilmek zor. Bu nedenle daha fazla sermaye Türkiye’ye giriş yapacak. Parası olan, Türkiye’den ev alayım kendi ülkemde sıkıntı olursa Türkiye’ye giderim anlayışında, sıkıntı olmazsa da yatırım yapmış olurum düşüncesinde. Arap ülkeleri petrol zengini ülkeler olmasına rağmen aynı zamanda komşuluk ilişkileri ve can güvenliği ile ilgili sıkıntılar var. Bu nedenle kendilerine ikinci bir vatan olarak da Türkiye’yi görüyorlar. Hem hukuki güvenlik açısından, hem de yatırımın karlılığı açısından bu böyle ve bu sebepten Türkiye’de büyük projelere başlandı. Arap yatırımları daha çok inşaat sektörü, enerji sektörü ve bankacılık sektöründe. Yatırım hususundaki süreçte Türkiye’de 2012 yılında çıkarılan mütekabiliyet yasası, yabancı yatırımcılara kolaylık sağladı. Bu yasa ile birlikte Arapların Türkiye’deki yatırımlarında artış oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, bu yılın ilk altı aylık döneminde Türkiye genelinde yabancı uyruklu kişilere toplam 11 bin 816 konut satışı gerçekleştirildi. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,8’lik artış yaşanan yabancılara konut satışında ilk sırayı İstanbul aldı. Yabancılara konut satış rakamlarına bakıldığında, en çok konut satın alan ülke vatandaşları Irak’tan oldu. Irak’ın 1987 konut sayısıyla ilk sırada olduğu listede, Suudi Arabistan 1087 konutla ikinci, İran 944 konutla üçüncü sırada yer aldı. En çok konut satın alan diğer Arap ülke vatandaşları ise Afganistan 719, Kuveyt 606, Ürdün 373, Mısır 268, Yemen 263, Katar 231, İsveç 226, Filistin 178, Birleşik Arap Emirlikleri 116 şeklinde sıralandı.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Şubat 2019 sayısında…