Amerika’nın büyük korkusunu iyi anlamak gerekiyor. Bu, Washington’u uykusuz bırakıyor. Acı çekecek kadar huzursuz ediyor. Ankara’nın ABD ve terör örgütleri karşısında durmaya yönelik güçlü politikasına Türkiye’de çok büyük ve popüler bir destek olması, üstelik bunun bölgeye sirayet ediyor olmasından ödleri patlıyor. Çünkü bu yeni bir bölge, hatta dünya düzeni demek. Ve ilk kez kendisine ait değil, kendisi içinde değil. Türkiye’nin girebileceği bütün boşlukları tıkamaya çalışıyor ABD. Türkiye de bu yüzden ‘yaralı bırakmamak’ gerektiğini düşünüyor. Şimdi tam zamanı ve Afrin sadece başlangıç!..
Nedret Ersanel
Daha yeni başlıyoruz, bitmedi’nin mesajı, ‘durursak onlar gelecek’ demek. ‘Geldikleri yere göndermek için’ Türkiye artık duramaz. Bu yüzden, ‘gücü yeter mi’ minvalli tüm fitnelere karşın TSK için ‘beden eğitimi’ mertebesinde kalan Fırat Kalkanı da, ‘savaşa giriş’ sayılabilecek ‘Afrin-Zeytin Dalı Harekatı’ da ‘alıştırma’ mahiyetindedir. Bugün için hem sahaya hem küresel hesaplamalara yönelik sayısız soru ortada duruyor ve bunları görmezden gelemeyiz, konuşmak gerekiyor. Ama şimdi üzerinde yazıp-çizecek olsak da, asıl iş onlar değil! Onların ise anlaması gerekiyor. Anladıkları dilden konuşmanın yolu bu…
FABRİKA AYARLARI
Sahada kimi ‘etkisiz hale’ getirirseniz getirin, arkasında ABD/Batı bulunduğunu bilme hali ile, bir yandan da ‘mekanizma müzakereleri’ kurma çalışmalarını, gözlerinin içine bakarak izlemek zorundasınız. ABD-Türkiye ilişkileri ‘eski günlerine’ dönebilir mi? Asıl tartışma noktası bu. Çünkü hem Washington hem Avrupa ülkeleri ve hem de Türkiye’de bir seri kesim bunu istiyor. Oysa Türk-Amerikan ilişkilerinde fabrika ayarlarına dönmek Ankara’ya uymayabilir. Çünkü ilişkilerin yapıldığı fabrikaya itirazı var Türkiye’nin! Bundan sonra gündeme gelecek hem stratejik hem rabıtalı muharebe alanı hakkındaki tüm konuların üzerinde bu kabul duruyor. Akılda tutarak şu sorular üzerine yakın vadeli kestirmeler yapmak, çözümler üretmek gerekiyor. Örneğin Körfez ülkelerini İran’a yönelik biçimde kurgulayan ABD, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), Türkiye’ye yönelik pozisyonlanmalarına ne kadar cevap verecek? Veya, SDG maskeli YPG/PKK’nın Afrin’i savunmak için bölgeye gittiği ve bu yüzden DEAŞ’ın toparlandığı, bazı bölgelerde can bulduğu yönündeki şekilsiz iddiaların kanıtları nerede? Hadi öyle diyelim, şu aşamadan sonra ateş olsa yakacağı cirim ne kadar?
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Nisan 2018 sayısında…