TEMELDE İNSAN DAVRANIŞINI TAKLİT EDEN MAKİNE ÖĞRENMESİ OLAN YAPAY ZEKÂ EKONOMİDE BELİRGİN HALE GELMEYE BAŞLADI. SANAYİDEN HİZMETLERE KADAR TÜM ALANLARDA KULLANIMI ARTAN YAPAY ZEKÂ KONUSUNDA ÜLKELER ARASINDA KIYASIYA BİR REKABET BULUNURKEN, YAPAY ZEKÂNIN ÖNÜMÜZDEKİ 5 YIL İÇİNDE KÜRESEL EKONOMİYE 15.7 TRİLYON DOLAR KATKI SAĞLAYACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR. KENDİ ULUSAL YAPAY ZEKÂ STRATEJİSİNİ YAYINLAYAN ÜLKELERDEN BİRİ OLAN TÜRKİYE’DE DE YAPAY ZEKÂ ALANINDA ÖNEMLİ GELİŞMELER VAR.
KADRİYE N. TUNÇSİPER & ORHAN ORHUN ÜNAL
Teknolojideki gelişmeler, artan veri ve otomasyona yönelik taleplerle yükselişe geçen yapay zekâ benzeri görülmemiş bir büyüme yaşıyor. İşletmelerin çalışma biçimini kökten değiştirme potansiyeli yanı sıra verimlilik artışı ile ivme kazanan yapay zekâya yapılan yatırımlar gün geçtikçe artıyor.
Alphabet, Amazon, Apple, Meta ve Microsoft başta olmak üzere dünya çapındaki teknoloji devlerinin bu yıl yapay zekâ harcamaları 400 milyar dolara ulaştı. 2023’te ise ABD girişimlerine yapılan yatırımların yüzde 25’inden fazlası yapay zekâ ile ilgili bir şirkete gitti.
Stanford Yapay Zekâ Endeksi Raporu’na göre 2024 yılında yapay zekâ girişimleri konusunda ABD listenin zirvesinde yer alıyor. Buna göre ABD’de 2024’te yapay zekâ girişimi sayısı 5509 iken bu ülkeyi 1446 girişim ile Çin ve 727 girişim ile Birleşik Krallık takip etti. ABD ve Çin’de girişim sermayesi, araştırma kurumları ve teknoloji şirketlerinden oluşan güçlü bir ekosistemin olması, yapay zekâ alanında bu iki ülkenin öne çıkmasını sağlıyor.
Halen dünya genelinde yaklaşık 70 bin yapay zekâ şirketi faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerin dörtte biri ABD’de bulunuyor. Çin ise küresel ölçekte en yüksek yapay zekâ benimseme oranına sahip ülke, Çinli şirketlerin yüzde 58’i yapay zekâyı aktif olarak kullanıyor. Bu nedenle Çin’de yapay zekâ teknolojileri, sadece sektördeki şirket sayısıyla değil, kullanım oranlarıyla da dikkat çekiyor, ülkede 115 milyondan fazla işletme yapay zekâ çözümlerinden faydalanıyor. Ayrıca Çinli teknoloji devi Baidu, kayıtlı yaklaşık 14 bin patent ile yapay zekâ patent yarışında zirvede yer alıyor.
AGS Global Araştırma Genel Başkanı Ahmet Güler, yapay zekâ kullanımında ABD ve Çin’in diğer ülkelerden pozitif anlamda ayrıştığını, bu iki ülkede hem kamu ve özel sektör desteğinin hem de yapay zeka stratejik hedeflerinin ve start-up sayısının dikkat çekici düzeyde olduğunu ifade ediyor. ABD’nin, Silikon Vadisi öncülüğünde, robotik, elektrikli araçlar, akıllı şehirler, sağlık ve güvenlik gibi birçok alanda küresel bir merkez konumunda olduğunu vurgulayan Güler, Çin’in ise hükümet öncülüğünde yaptığı yatırımlarla 2030’da liderliği hedeflediğini söylüyor. Çin’in e-ticaret, savunma sanayi, sağlık ve yenilenebilir enerji gibi geniş bir yelpazede yapay zekâyı benimsediğini dile getiren Güler, yapay zekâ araştırma sonuçları uyarınca Birleşik Krallık’ın sağlık, finans ve siber güvenlik; Almanya’nın otomotiv, mühendislik ve endüstriyel otomasyon; Fransa’nın sağlık, finans ve ulaşım; Japonya’nın robotik, otomotiv ve elektronik alanlarında yoğunlaştığını belirtiyor. Ayrıca, diğer ülkelerdeki dikkat çekici örnekler arasında Kanada’nın akıllı şehirler ve eğitim, İsveç’in çevre ve yenilenebilir enerji, Hindistan’ın sağlık ve eğitim, Güney Kore’nin robotik ve akıllı şehirler, BAE’nin ise çöl koşullarına uygun otonom araçlar ve sağlık teknolojileri alanlarındaki çalışmalarını öne çıkardığını ifade ediyor.
Yapay zekâ şu an için özel girişimler eliyle ivme kazanırken, hükümetler de birbiri ardına yayınladıkları raporlarla yarışta geri kalmamak için stratejiler geliştiriyor. Çin, 2017’de yurt içinde yapay zekâ teknolojisinin geliştirilmesi için Yapay Zekâ Geliştirme Planı’nı devreye alarak 2030’a dek dünyanın en önemli yapay zekâ yenilik merkezi olma hedefini açıkladı. ABD, 2018’de yapay zekâ araştırmaları için 2 milyar dolar yatırım fonu ayırırken, İngiltere de 2030’a dek yapay zekâ liderliği için Ulusal Yapay Zekâ Stratejisini kabul etti. Geçtiğimiz yıl da Avrupa Birliği bu alandaki kuralları belirleyen dünyanın ilk yapay zekâ yasasını kabul etmişti.
Yapay zekâya yönelik yatırımlar arttıkça yapay zekâ yazılımlarının geliri de artış gösteriyor. Buna göre bu yazılımların gelirleri 2024 itibarıyla 100 milyar dolara yaklaştı.
EN FAZLA KULLANIM ALANI MÜŞTERİ OPERASYONLARI, PAZARLAMA, YAZILIM VE AR-GE’DE
Yapay zekânın ekonomideki belirleyiciliği büyük ölçüde üretken yapay zekânın gelişimi ile şimdiden başladı. Veriler arasındaki karmaşık ilişkileri modellemeye imkân sağlayan ve bu veriler ile özgün yeni veriler ortaya çıkaran üretken yapay zekânın en fazla kullanıldığı alanlar şu an için müşteri operasyonları, pazarlama ve satış, yazılım mühendisliği ve Ar-Ge. Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi’ne göre yapay zekânın ilaç, finans, perakende, imalat, medya, mimari, iç tasarım, mühendislik, otomotiv, havacılık, savunma, tıbbi, elektronik ve enerji alanlarında da kullanımı da gün geçtikçe artıyor.
Üretken yapay zekâ, müşteri operasyonları alanında sohbet robotları ile büyük veri setleri üzerinde eğitilerek müşteri sorularını yanıtlıyor ve sorunları çözüyor.
Pazarlama alanında müşteri verilerini analiz ederek, geçmiş satın alımlar ve sosyal medya etkinliklerine göre özelleştirilmiş mesajlar üretebiliyor. Bu, işletmelerin hedef kitlelerine daha etkili ulaşmasını sağlıyor. Ayrıca blog yazıları, haber makaleleri ve sosyal medya gönderileri gibi içeriklerin hızlı ve etkili bir şekilde oluşturulmasını sağlıyor. Potansiyel müşterilerin ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş satış teklifleri hazırlayarak işletmelerin başarı oranını artıran üretken yapay zekâ, yenilikçi ürün tasarımları ve yeni teknolojilerle yeni ilaç keşifleri de gerçekleştirebiliyor. Bu teknolojiler, hem işletmelerin maliyetlerini düşürüyor hem de verimliliği artırarak yenilikçi çözümler sunmalarını sağlıyor.
HarmonyERP CEO’su Ahmet Enes Güneş yapay zekânın, müşteri davranışlarını analiz ederek kişiselleştirilmiş ürün ve hizmet önerileri sunması ile pazarlama ve satış alanında etkili olduğunu dile getirerek bu durumun müşteri memnuniyetini artırdığını söylüyor. Özellikle e-ticaret sektöründe yapay zekâ algoritmalarının kullanıcı deneyimlerini özelleştirmede kritik bir rol oynadığını ifade eden Güneş, teknoloji, sağlık, otomotiv ve finans gibi sektörlerde yapay zekânın, daha hızlı inovasyon, daha iyi müşteri hizmetleri ve daha düşük maliyetlerle rekabet avantajı sağladığını sözlerine ekliyor.
Yazılım sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan DİA Yazılım CEO’su Suha Onay ise yapay zekânın etkisini, bir trend olmaktan ziyade ‘bir devrim’ olarak tanımlıyor. Onay, yapay zekânın önümüzdeki yıllarda yalnızca yazılım geliştirme süreçlerini değil, müşteri ilişkilerinden stratejik karar mekanizmalarına ve operasyonel verimliliğe kadar her alanı köklü bir şekilde değiştireceğini ifade ediyor.
“Yapay zekâ, yazılım geliştirme sürecinde kod yazmayı bir yazılımcının en önemli yetkinliği olmaktan çıkaracak. İnsan zekâsının yaratıcı yönleriyle yapay zekânın analitik gücünün birleşimi, bugün hayal bile edemediğimiz çözümleri mümkün kılacak,” diyen Onay, bu dönüşümün yalnızca teknik süreçlerle sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda şirketlerin organizasyonel yapılarında da büyük değişimlere yol açacağını savunuyor.
Yapay zekâ ile çalışan şirketlerin daha dinamik ve çevik bir yapıya kavuşacağını belirten Onay, bu organizasyonların “akıllı” sistemlere dönüşeceğini, ancak bu dönüşümü yakalayamayan şirketlerin hızla geride kalacağına dikkat çekerek, “Değişime ayak uyduramayanlar, bir sonraki teknolojik devrimin kurbanı olabilir” ifadelerini kullanıyor.
EKONOMİYE 15,7 TRİLYON DOLARLIK KATKI
PwC tarafından yayınlanan son yapay zekâ raporu 2030’a dek bu teknolojinin küresel ekonomiye 15.7 trilyon dolar katkı sağlayacağını öngörüyor. Bu öngörüye göre bu katkı büyük ölçüde Çin ve Kuzey Amerika kaynaklı olacak.
Üretken yapay zekâ, birçok işi otomatikleştirme ve böylece ekonomik büyümeyi artırma potansiyeline de sahip. Goldman Sachs, yapay zekânın 2027’den itibaren ABD GSYİH’si üzerinde ölçülebilir hale geleceğini değerlendiriyor. Bu analize göre yapay zekâ gelişmiş ülkelerde işlerin yaklaşık yüzde 25’ini, gelişmekte olan ülkelerdeyse yüzde 10 ila 20’sini otomatikleştirebilir.
2034’e kadar ABD’de yapay zekânın GSYİH’ye sağlayacağı büyüme artışının yüzde 0.5 diğer gelişmiş ekonomilerde ise yüzde 0.3 ve gelişmekte olan piyasalarda yüzde 0.2 olacağı tahmin ediliyor. Yapay zekânın 10 yıl boyunca benimsendiği bir senaryoda ABD üretkenlik büyümesini yıllık 1,5 puan artırabileceği hesaplanıyor. Diğer büyük pazarlarda da benzer artışlar beklenirken, çoğu gelişmekte olan ekonomide ise 0.7-1,3 puanlık bir etki bekleniyor.
Devamı Z Raporu Dergisi Aralık 2024 sayısında…