KENEVİRİN YENİDEN DİRİLİŞİ

İnsanlık tarihinin en eski bitkilerinden, kullanım alanı oldukça geniş olan kenevir bitkisi itibarına kavuşuyor. Uzun yıllardır dünyada ve Türkiye’de petrole dayalı üretimle beslenen dev şirketlerin oyunlarıyla yasaklanan keneviri ekonomiye kazandırmak için, yasak koyan ülke başta olmak üzere belli başlı merkezlerde, Ar-Ge çalışmaları tam gaz sürüyor. Kenevirden 100 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğünü yakalaması muhtemel olan Türkiye’nin de yeniden bir kenevir ekim atağına geçmesi gerekiyor. Stratejik ürün kenevirin sadece sapı ile cari açığa neden olan 37 milyar dolarlık petrol ve doğalgaz teorik olarak karşılanabiliyor, Türkiye’nin yıllık elektrik ihtiyacı karşılanabiliyor.

Mehmet Ali Doğan

Bir bütün olarak küreselleşmenin ticareti daha kolaylaştıracağı öngörülürken, son yıllarda yaşanan gelişmeler bunun böyle olmadığını aksine dünyanın bir ayrışmaya sürüklendiğini gösteriyor. Özellikle Trump’ın ABD’ye başkan seçilmesinden sonra ortaya koyduğu uygulamalar, ticaret savaşlarını beraberinde getirdi. Dünya ticaretini durgunluğa sürükleyen ticaret savaşlarının kapsamı genişliyor, olay ekonomik savaşa doğru gidiyor. Ekonomisi güçlü devletler, dünyaya düzen oluşturmaya çalışan kurumları kendi çıkarları neyi gerektiriyorsa ona yönlendiriyor; ticaret savaşları, enerji savaşları, kur savaşları derken işi ekonomik savaş tehdidine vardırıyor, olmazsa işi ’darbe’lere kadar götürüyor. Ticaret savaşlarını devreye sokmak için ithalat tarifelerinde artış gibi yasal kılıflar kullanılırken, ekonomik savaşlarda bunun yöntemi belirsiz. Ambargolar, yaptırımlar, yasaklar gündemden hiç düşmüyor. En gözle görülen yöntemin ülkelerin rekabet üstünlüğü olan ürünlerini bir şekilde devreden çıkarmak olduğu söylenebilir. Türkiye’nin geçmiş dönemlerde ekonomik üstünlüğüne katkısı olan kenevir de özünde ekonomik savaşta, kurban edilen ürünlerden biri olarak dikkat çekiyor. En eski bitkisel hammadde kaynağı olan ancak uyuşturucuyla özdeşleştirilen algılar nedeniyle üretimi sınırlandırılan kenevir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleriyle yeniden Türkiye’nin gündemine girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ülkemizde keneviri yok ettik, yeniden bir kenevir ekimi süreci başlatalım. Çünkü farklı alanlarda, çok farklı faydaları olduğunu göreceğiz” açıklamasından güç alan üniversiteler kenevirle ilgili forumlar düzenler, sivil toplum kuruluşları kenevir ile değişecek ekonomik tablolar üzerinde çalışmaya başladı.

KENEVİR NASIL YASAKLANDI?

Kenevir insanlık tarihinin en eski bitkilerinden, kullanım alanı da oldukça geniş. Hemen hemen tüm petrokimya ürünleri, yenilebilir olarak daha ucuza kenevirden üretilebiliyor. Ancak kenevir üretimi ve satışı uzun yıllardır dünyada ve Türkiye’de yasaklanmış bulunuyor. Yasağının arkasında ise ilaç sektörü ve petrole dayalı üretimle beslenen güçlerin olduğu görüşü hakim. Kenevirden etkilenen Rockefeller-Dupont-Hearst lobisinin bu yasağı oyunlarla uyguladığı görüşü yaygın kanaat olarak dillendiriyor. Deniyor ki, kenevirden kağıt yapılırsa milyonlarca dolar kaybedecek olan film yapımcısı ve yüzlerce gazetenin sahibi William Randolph Hearst; petrol şirketi olan ve kenevir yağından etkilenen dünyanın en zengin adamı David Rockefeller; Dupont şirketinin ana hissedarı ve petrol ürünlerinden plastik üretmek için patente sahip Andrew Mellon keneviri büyük düşmanları ilan ettiler. Mellon’un ABD Başkanı Hoover’in hazine bakanı seçilmesi ile çalışmalara başlandı. Keneviri uyuşturucuyla özdeşleştirmek amacıyla Amerikan Narkotik Şube’nin başına Mellon yeğeni atandı ve araştırmalara başlandı. O dönemde Meksikalıların, tütün gibi sarılarak içilen kenevir yapraklarına, argo olarak ‘marihuana’ dendiği belirtiliyor. Narkotik Şube, bir kurul aracılığıyla ‘marihuana’yı yasaklattı. Rivayete göre kuruldaki doktor, ‘marihuana’nın kenevir olduğunu bile bilmiyordu. Mellon’un siyasi gücü, Rockefeller’in para gücü ve Hearst’ın medya imparatorluğu bir araya gelerek, Amerikan kamuouyunun anlamayacağı şekilde kenevir, ‘marihuana’ adı altında en tehlikeli uyuşturucu olarak beyinlere kazındı.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Şubat 2019 sayısında…

Dikkat çekenler...