Sabri Ülker idealist bir iş adamıydı. Başarıyı çok para sahibi olmak için değil, “bir daha ülkesinden koparılmamak” için istiyordu. Daha çocuk yaştayken, Stalin Rusya’sı onları hicrete zorlamıştı. Kaderin bir cilvesi olarak, Hayat Hikâyesi tam da Kırım’ın yeniden Rus tahakkümü altına girdiği bir dönemde yayınlandı. Kırım muhaciri iyi ki bugünleri görmedi diyorum; dilhûn olurdu.
Mustafa Özel
Sabri Ülker sıradan bir sermayedar yahut kapitalist olmaktan çok, tutkulu bir girişimciydi. Bundan yüz yıl kadar önce, aynı zamanda Maliye Nazırı olan iktisat düşünürümüz Mehmed Cavid Bey, İlm-i İktisat adlı eserinde, girişimciliği sermaye sahipliğinden ayırıyor ve şöyle tarif ediyordu: “Müteşebbis, bir memleketin iktisadî yapısının ruhu derecesindedir. Bütün sektörlerin önemli girişimleri, faydalı ticarî ve malî müteşebbislerin varlığı sayesindedir.”
Cavid Bey’e göre, girişimcinin başlıca nitelikleri şunlardı:
Evvela bir müteşebbis sanayi hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Her ne kadar emrinde mühendisler, makinistler çalıştıracaksa da, bunların işlerini denetleyebilmek için kendisinin o mesleğin ruhunu ve esasını bilmesi gerekir.
İkinci olarak, müteşebbisin ticarî kabiliyeti olmalıdır. Ürettiği şeyleri nerelerde satacağını, ham maddeleri nerelerden alacağını bilmelidir.
Üçüncü olarak, müteşebbis emrinde yüzlerce, binlerce kişi çalıştıracağından, bunları güzel bir şekilde idare etme ilmini bilmeli, yani insanların ruh hâllerinden anlamalıdır.
Dördüncü olarak, müteşebbis dünyanın farklı noktalarıyla münasebette bulunacağından, bütün bu ülke halklarının ahlâk ve tabiatı, kurumları ve kanunları hakkında bir nebze olsun bilgisi bulunmalıdır.
Beşinci olarak, müteşebbis dünyanın her noktasında bulunan rakiplerinin ne yaptıklarını görerek tatbik etmek için daima ileriyi gören bir anlayışa sahip bulunmalıdır.
Altıncı olarak, hesap işlerini fazla bilmelidir. Üretimin safi kıymetini tayin etmek, işlerinin kesin sonuçlarını anlamak, hesap memurlarının defterlerini teftiş etmek için buna şiddetle ihtiyaç vardır.
Cavid Bey, girişimcide bulunması gereken nitelikleri tek tek saydıktan sonra, sözünü 7. madde yerine koyabileceğimiz şu satırlarla bağlar: “İşte bir müteşebbisin bütün bu vasıflara sahip olması gerekli olduğu gibi, gece ve gündüz işi ile meşgul olması, tiyatroda, gezintide, yemeğinde hatta yatağında bile işini düşünmesi gerekir. Çalışmanın bu derecesi ne işçide, ne de sermaye sahiplerinde mevcuttur.”
Bunları ben yazsaydım, Sabri Ülker ile on yıl çalıştı, girişimciliğin püf noktalarını kaptı derdiniz. Peki, Cavid Bey hangi girişimcimizi örnek aldı acaba? Sabri Ülker tarzı girişimci/yöneticiliğin temel bileşenleri vizyon, yenilikçilik, sabır, dürüstlük, bilimsel planlama ve inatçı uygulama idi. Bu ay, ondan öğrendiğim dersleri özetliyorum:
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Kasım 2017 sayısında….