DÜNYANIN SUUDİ ARABİSTAN-İSRAİL NORMALLEŞMESİNE YOĞUNLAŞTIĞI GÜNLERDE PATLAK VEREN HAMAS-İSRAİL SAVAŞI ORTADOĞU’DA TÜM DENGELERİ DEĞİŞTİRMEYE HAZIRLANIYOR. JEOPOLİTİK, EKONOMİK VE SİYASİ AÇIDAN HASSAS DENGELERİN OLDUĞU BÖLGEDEKİ SICAK ÇATIŞMALAR İNSANLIK DRAMINA YOL AÇARKEN,OLASI TÜM SENARYOLAR BÖLGEDE HİÇBİR ŞEYİN ESKİSİ GİBİ OLMAYACAĞINI GÖSTERİYOR.
KADRİYE N. TUNÇSİPER
Hamas’ın askeri kanadı İzzettin El-Kassam Tugayları’nın 7 Ekim sabahı İsrail’e yönelik Aksa Tufanı operasyonu tüm dünyada şok etkisine yol açtı. İç politikada zor günler yaşayan Netanyahu hükümeti ise karşılık olarak savaş ilanının ardından kısa sürede Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik insanlık dışı müdahalelerine başladı. Sivil yerleşim noktalarını durmaksızın bombalayan, beyaz fosfor bombası dahi kullanan İsrail açık bir şekilde savaş suçu işliyor. Geçmişi 100 yıla yaklaşan Ortadoğu sorununda Hamas-İsrail Savaşı, bölge ülkeleri ve büyük güçlerin de dâhil olabileceği bir dizi senaryonun tartışılmasına yol açtı. Müdahalenin zamanlamasının yanı sıra İsrail’in tüm Batı desteğini arkasına alarak topyekûn saldırıya geçmesinin nedenleri kamuoyunun en çok tartıştığı konular olurken, savaşın olası jeopolitik ve ekonomik etkileri de dünyadaki dengeleri değiştirecek potansiyel taşıyor.
KARA SAVAŞI MUAMMASI
Yıllardır abluka altında yaşam mücadelesi veren Filistin halkının savunucusu Hamas’ın işgal edilen Filistin topraklarını savunmak için başlattığı operasyonun zamanlamasına da dikkat çekiliyor. Dr. Seher Bulut, İsrail’de yargı reformu tartışmalarının ordu içinde reformun uygulanmasına karşı ortaya konulan tepkilerden dolayı bir zafiyet ortaya koyduğu ve bu durumun Hamas tarafından dikkatle takip edildiği ve bunun fırsat görülerek operasyonun gerçekleştirildiği düşüncesinin bulunduğunun altını çiziyor.
“Operasyona abluka altındaki Gazze’ye yönelik ağır bir bombardımanla karşılık veren İsrail bu karşılığına rağmen Hamas’ın halen operasyonları devam edebilmesi İsrail’in ordusunun gelişmeler karşısında zayıf kaldığı şeklinde yorumlandı. Hamas’ın kısa denilebilecek bir süre içerisinde Tel Aviv’e kadar uzanan bir menzilde İsrail topraklarına 5000 roket atabilecek bir operasyon kabiliyetine sahip olması ve bu tüm bu hazırlık süreçlerinin İsrail tarafından fark edilememiş olması İsrail ordusunun yenilmezliği ile alakalı bir takım tartışmaların başlamasına neden oldu” şeklinde görüş belirten Bulut, İsrail’in Gazze’deki alt ve üstyapıya büyük oranda zarar vermeyi planladığını belirtiyor.
İsrail’in Filistin topraklarına müdahalesinden bu yana tartışılan senaryoların başında ise olası kara harekâtı geliyor. Hamas’ı tamamen devirme hedefi kapsamında 300 bin yedek askeri kışlaya çağıran; İran’ı Hamas saldırılarının planlayıcısı ve finansörü olarak suçlayan İsrail’e yönelik ABD tam desteğini açıkladı. Bu kapsamda ABD, Ortadoğu’da yeni gelişmelere yanıt verebilme kabiliyetini artırmak için tam donanımlı uçak gemisini bölgeye yönlendirdi.
İsrail ordusunun kara saldırısı aynı zamanda İran destekli grup Hizbullah’ın kuzeyden savaşa dâhil olması ve çatışma alanının genişlemesi ihtimalini de beraberinde getiriyor. Şu ana kadar Hizbullah’ın güney Lübnan’dan müdahalesi, Hamas’ı desteklemek için kuzeydeki İsrail mevzilerini bombalamakla sınırlı kaldı.
İran ise sürekli olarak herhangi bir kara müdahalesinde bölgede yeni cephelerin açılmasından endişe ettiklerini dile getiriyor. Hamas’tan daha donanımlı ve tecrübeli Hizbullah’ın çatışmalara dâhil olması durumunda İsrail’in kuzeyinde yeni cephe açılmasının bölgeyi kaosa götüreceği konusunda ise herkes hemfikir.
Lübnan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Habib Al Badawi’ye göre İran ve Hizbullah’ın çatışmalara isteyerek dâhil olma ihtimali şu an için oldukça düşük. Her iki tarafın da bölgede, özellikle Tahran-Bağdat-Şam-Beyrut koridorunda farklı stratejik çıkarları bulunduğunu belirten Badawi, bu güçlerin kendi kazançlarına öncelik veren, dikkatlice düşünülmüş bir hesap çerçevesinde hareket ettiklerini belirtiyor.
Devamı Z Raporu Dergisi Kasım 2023 sayısında…