‘Tasarruf ’un Altın Kuralı

AREDA PİAR VE Z RAPORU ORTAKLIĞINDA GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ TÜRKİYE’NİN FİNANSAL OKURYAZARLIK DESENİNİ YANSITAN BU ÇALIŞMA HEM EN KÜÇÜK KARAR BİRİMLERİ İÇİN HEM DE POLİTİKA YAPICILAR İÇİN BEKLENTİLERİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA ORTAYA KOYUYOR. TÜRKİYE’DE YAŞAYAN; CİNSİYET, YAŞ, EĞİTİM VE SOSYOEKONOMİK ÖZELLİKLERİNİ TEMSİL EDEN BİN 534 KİŞİ İLE GERÇEKLEŞTİRİLEN ARAŞTIRMA TASARRUF YAPMA ALIŞKANLIĞININ TEMELİNDEKİ DİNAMİKLERİ YANSITMASI AÇISINDAN DİKKAT ÇEKİCİ BULGULAR İÇERİYOR.

DOÇ. DR. ÖZGÜR BAYRAM SOYLU

PARA BİRİKTİRME SANATI

Japon halkının 1904 yılından bu yana kullandığı “hane halkı finans günlüğü” olan Kakeibo bir para biriktirme sanatı aslında. Finans disiplini ve farkındalığı artırarak parayı yönetmeyi keyifli hale getiren Kakeibo sadece para biriktirmeyi değil aynı zamanda dengeli bir yaşam sürmeyi vaad ediyor. Harcamalarımızı daha bilinçli yöneterek, ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize göre daha anlamlı seçimler yapabilmeyi finansal hedeflere daha etkili ulaşmayı kolaylaştırıyor. Ay başında belirli mali hedefler koyarak ve ay sonunda harcamalarımızı gözden geçirerek bu hedeflere ne kadar yaklaştığımızı değerlendirmemizi sağlayan bir görsel sanattan bahsediyoruz. Araştırma sonuçlarımıza göre her iki kişiden birinin aylık gelir-gider planlaması yapmaya yatkın olması bu sanatı icra edebileceğimiz sinyalini veriyor aslında. Gelin birlikte gerçekten de bu sanatı icra edebilir miyiz, bu yolda nasıl bir harcama ve tasarruf alışkanlığına sahibiz, genetik kodlarımız bizi nereye yönlendiriyor birlikte bakalım.

HER DÖRT KİŞİDEN BİRİ PARA BİRİKTİREBİLİYOR

Araştırma sonuçlarımız her dört kişiden birinin farklı oranlarda ya da miktarlarda da olsa para biriktirmeye yatkın olduğuna işaret ediyor. Burada üzerinde durulması gereken husus para biriktirmeyenlerin neden biriktirmediğine dair gerçeği ortaya koymak. Özellikle son iki yılda evimizden biri haline gelen enflasyonunun harcama ve tasarruf kararlarımız üzerindeki etkisi bu kadar büyükken, tasarruf edememe sebeplerini gözü kapalı sayabiliriz. Enflasyonun hayatın her alanına yayılarak arz ve talep dinamiğinin dışında beklentileri de bozması harcama ve tasarruf kodlarımızı da bozduğu bir dönemin sonuna doğru gidiyoruz. Bugün tasarruf edilecek gelirin olmaması da aylık harcamaların yüksekliği de büyüklü küçüklü borçların varlığı da tasarruf yapmanın, ayın başından sonunu düşünmenin önündeki engelleri temsil ediyor. Kakeibo’nun sorduğu ne kadar paran var ve ne kadar biriktirmek istiyorsun sorusuna yanıt vermenin zor olduğu, ne kadar harcama yapıyorsun sorusunda destansı yanıtların verilebileceği bir gerçeği ortaya koyuyor.

TASARRUFUN “ALTIN” KURALI

Toplum olarak biz, bizim olana sımsıkı sarılmayı, ona temas etmeyi, onu arada görmeyi seven bir yapıya sahibiz. Bu özelliğimizi tasarruf alışkanlıklarımıza da yansıtmış bulunuyoruz. Zaman zaman hisse senetleri ile yaşadığımız aşkı, altın biriktirme meselesinde farklı boyutlara ulaştırmış durumdayız. Birikimimiz olsun olmasın aklımızın bir köşesinde, yastığımızın altında, vitrinlerimizin baş köşesinde olsun altını istiyoruz. Kimi tahminlere göre 3500 tonun üzerinde bir büyüklüğü muhafaza etme başarısı gösteriyoruz. Bankalar tarafından çıkarılan fiziki altınları güvende saklayıcı ürünlere rağmen yastık altındaki altınların ekonomik sisteme kazandırılma çabaları sürüyor. Bugün Türk Lirası mevduatlar, kira sertifikaları, dijital altın hesapları enflasyon karşısında avantajlı getiriler sunsa da toplum olarak yastık altı birikimden gram vazgeçemiyoruz. Jeopolitik buhranlı dönemlerin güvenli limanı altını diğer geleneksel tasarruf araçlarından önce tercih etme alışkanlığımızı sürdürüyoruz. Genetik kodlarımıza işleyen bu alışkanlığımız yastık
altı birikim mi bankada birikim mi sorusuna 10 kişiden 6’sının yastık altı birikim demesi ile sonuçlanıyor. Geleneksel tasarruf araçlarının dışında son yıllarda büyüyen bireysel emeklilik sistemi de cazibesini koruyor. Fon hacminin 1 triyon liraya dayandığı, katılımcı sayısının 16 milyonu geçtiği bireysel emeklilik sistemi bünyesinde barındırdığı fon çeşitliliği ile her kesimden ve her hassasiyetten bireye devlet katkısı eşliğinde avantajlı getiri imkânı sunuyor.

NEDEN BİRİKİM YAPMAK İSTER İNSAN

Bugün hem Türkiye ekonomisinin gidişatına yönelik beklentiler, hem de kişisel mali durumumuza ilişkin gerçekler tasarruf yapma gerekçelerimizi şekillendiriyor. Tıpkı enflasyonda olduğu gibi yarın fiyatların artacağı beklentisi ile bugüne çekilen talep dinamiği kendisini tasarruf alışkanlığımızın temelinde de gösteriyor. Ekonominin ve kişisel mali durumun gidişatına yönelik kötümser beklentiler beklenmedik durumlara karşı zorluk yaşamamak için tasarruf yapma gerekçemizi güçlendiriyor. Bizden önceki kuşakların bize karşı göstermiş olduğu koruyucu mirası bugün biz de göstermeyi sürdürüyoruz. Ebeveynlerimizin bizler için rahat bir gelecek hazırlama çabası bugün de varlığını sürdürüyor. TÜİK’in Yaşam Memnuniyet Araştırması bireylerin mutluluk kaynağının yüzde 69,9 ile aileleri, yüzde 15 ile çocukları olduğuna dikkat çekiyor. Toplum olarak mutluluk kaynaklarımızı koruma alışkanlığımız tasarruf gerekçelerimize de yansımış durumda. Çocukların geleceği için tasarruf yapma motivasyonu kuşaklararası aktarım mekanizmasının bu manada işlediğine işaret ediyor. Bunun dışında olası sağlık problemleri, işsiz kalma riski, ev/otomobil alma seyahat ve eğlenceli aktivite motivasyonlu tali tasarruf yapma gerekçeleri de yok değil.

Devamı Z Raporu Dergisi Haziran 2024 sayısında…

Dikkat çekenler...