TÜM DÜNYA PANDEMİ NEDENİYLE ÜRETİMİNİ DURDURURKEN TÜRKİYE ARALIKSIZ DEVAM ETTİ. BÖYLECE TÜRKİYE HEM YURT İÇİ HEM DE YURT DIŞI TALEBİ KARŞILADI. COĞRAFİ KONUMU, ÜRETİM KAPASİTESİ, İNSAN KAYNAĞI VE LOJİSTİK AĞ BAĞLANTILARIYLA TÜRKİYE TEDARİK ZİNCİRİNDE KİLİT ÜLKE HALİNE GELDİ.
Kovid-19 salgını tüm dünyayı yüzyılda bir yaşanabilecek bir krizle karşı karşıya getirdi. Dünya salgınla mücadele için sert kapanma tedbirleri aldı, üretimlerini durdurdu. Bu da tüm dünyada arz şokuna neden oldu. Salgın nedeniyle tüketim iştahının azalması bir yandan da talep şokunu getirdi. Böylece tarihte eşine az rastlanan hem arz hem de talep şoku ortaya çıkmış oldu. Türkiye ise bu süreçte, salgınla mücadelede sınırlı karantina yöntemini tercih etti, böylece hiçbir üründe arz sıkıntısı yaşanmadı. Bazı ülkelerde gördüğümüz boş raf görüntülerine Türkiye’de rastlanmadı. Türkiye üretimini devam ettirerek sadece iç talebi karşılamadı, zor zamanda dış talebi de karşılayan bir ülke haline geldi. Başta Çin olmak üzere salgın nedeniyle üretimlerini durdurmak zorunda kalan ülkelerin dünya ticaretinde neden olduğu boşluğu, kimi ürünlerde Türkiye doldurabildi. Bu da Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı payın, 2020 yılında dünya ticareti daralsa yüzde 1’in üzerine çıkmasını sağladı.
Türkiye’nin ihracatı 2020 yılını her ne kadar dünyadaki mal ticaretindeki daralmaya bağlı olarak %6,3’lük düşüşle kapatsa da, 2020’nin son çeyreği ve 2021’in ilk çeyreğinde hızlı toparlanmasını sürdürüyor. Türkiye’nin ihracatı 2020’nin son çeyreğinde 51,2 milyar dolara ulaşarak tarihinde ilk kez çeyreksel bazda 50 milyar dolar seviyesini aştı. İhracatta pandemi sonrasındaki hızlı toparlanma 2021’in ilk çeyreğinde de devam etti. 2021’in ilk çeyreğinde de Türkiye’nin ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,3 artışla 50 milyar 23 milyon dolar oldu.
Türkiye pandemiye rağmen üretimini aksatmadığı gibi bunun yanında, coğrafi konumu, hızlı termin, kriz yönetme beceri ve acil çözüm geliştirebilme kabiliyetleri Türkiye’yi dünyada önemli bir alternatif tedarik merkezi olarak öne çıkardı. Pandemi öncesinde Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı pay yüzde 0,9 seviyesindeydi, Çin’in aldığı pay ise yüzde 10,9 seviyesindeydi. Pandemi nedeniyle Çin ürünlerine karşı dünya genelinde bir tepki doğması beklendi. Diğer yandan Çin’de yaşanan kapanmalar nedeniyle ara malı ithalatında sorun yaşayan pek çok ülke tedarik zincirinin tek bir ülkeye bağlamanın olumsuz tarafını yaşadı. Bu nedenle de pandeminin dünya ticaretinde neden olduğu en büyük değişim, tedarik zincirlerinde tek bir ülkeye bağımlı olmak yerine artık çeşitlendirme yoluna gidilmesi. Pek çok analiz ve rapor alternatif tedarik zincirlerinde Türkiye için fırsat aralandığını ortaya koyuyor.
Devamı Z Raporu Dergisi Mayıs 2021 sayısında…