PANDEMİ NEDENİYLE YAŞANAN KAPANMALAR, KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRİNDE BEKLENMEDİK KIRILMALARA NEDEN OLDU. DÜNYANIN FABRİKASI KONUMUNDAKİ ÇİN, KISITLAMALARI ÇABUK ATLATSA DA UZUN MESAFE TAŞIMA MALİYETLERİNDEKİ OLAĞANÜSTÜ ARTIŞLAR VE SİPARİŞLERDEKİ GECİKMELER DOLAYISIYLA ŞÜPHELİ TEDARİKÇİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMEYE BAŞLANDI. ABD VE AVRUPA, COĞRAFİ YAKINLIK NEDENİYLE DAHA İSTİKRARLI TEDARİKÇİLERE YÖNELİRKEN, YENİ SÜREÇTE GÜÇLÜ LOJİSTİK ALTYAPISI VE MALİYET AVANTAJLARI İLE ÖNE ÇIKAN ÜLKELERDEN BİRİ DE TÜRKİYE OLDU.
KADRİYE N. TUNÇSİPER / FATMA NUR DİNÇ
Dünya, bilgisayarlardan giyime, arabalardan mobilyalara kadar hemen hemen tüm üretim süreçlerinde girdi tedarikini bozan hammadde maliyetleri ve lojistik sıkışıklıkla boğuşuyor. Ekonomilerin açılması ile artan talep karşısında ortaya çıkan yeni kısıtlar, Avrupa ve ABD gibi gelişmiş ekonomilerde kıtlık yaşanmasına neden oluyor.
Yaşanan üretim sıkıntıları karşısında pandemi birçok sektör ve şirketi, küresel tedarik zinciri modellerini yeniden düşünmeye zorladı. Hammadde ve kritik ürün ihtiyacında Çin’e yüksek oranda bağımlı olan ülkeler tedarik güvenliklerini sorgularken, Türkiye başta Avrupa pazarı olmak üzere dünya ticaretinde yerini sağlamlaştırmaya başladı.
Özellikle kritik ürünlerde tek bir merkezde dışa bağımlılığın olumsuz sonuçlarını gösteren yeni dönem ile beraber, Batılı şirketler tedarik konusunda alternatif kanallara yönelirken, bu durum son aylarda rekor büyüme yaşayan Türk ihracatı açısından da küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması sürecinde bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
REKOR İHRACAT ARTIŞI
Türkiye’nin özellikle Avrupa tedarik zincirinde öne çıkması yılın ilk 3 çeyreğinde rekor ihracat artışlarına yol açarken eylül itibariyle 20 milyar dolar eşiği aşıldı. Dış ülkelerden talep artışı nedeniyle imalat sanayi çalışanları fazla mesailerle üretim gerçekleştirirken, Türkiye’nin güçlü olduğu birçok sektörde ihracat artışları kaydediliyor.
Sektörel açıdan Türk ihracatının güçlü olduğu alanlardan biri olan hazır giyimde, geçtiğimiz yıl stoklu çalışmanın geri plana düşmesi ve Batılı işletmelerin satabilecekleri kadar ürün talep etmesi, Türkiye’nin elini oldukça güçlendirdi. Buna göre dünyanın 6. en büyük tedarikçisi olan hazır giyim sektörü, Çin ve Asya ülkelerinden sipariş kaymalarının da etkisi ile geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 19,8’lik ihracat artışı sağlamayı başardı. Aynı dönemde Türkiye’nin mobilya, kâğıt ve orman ürünleri ihracatında da yüzde 28 artış gerçekleşti. Ayrıca sanayi ihracatı 137,8 milyar dolar ile tarihin en yüksek ocak-ekim ihracat rakamına ulaştı.
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten de küresel salgınla, Avrupalı alıcıların rotayı Uzakdoğu’dan Türkiye’ye çevirdiğini belirterek, sektörlerinin artan navlun fiyatları ve kırılan tedarik zincirini fırsat bilerek ihracat pazarlarını çeşitlendirdiğini belirtiyor. İçten, “Uzakdoğu’dan bir ürünün üretilip gelmesi artık ayları alıyor. Ancak Türkiye’den ürünler çok daha kısa sürede üretilip gönderilebiliyor. Türkiye’nin üretim gücünü ve potansiyelini bilen büyük mağaza zincirleri ve alım grupları Türkiye’ye gelmeye başladı. Batı Avrupa bizim için şu anda ciddi bir potansiyel” şeklinde konuşarak ihracat tedarik konusunda Batı Avrupa ülkelerinde artış sağlayacaklarını belirtiyor.
Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Mustafa Balcı ise pandeminin ilk dönemine kıyasla ihracat konusunda bir engelin olmadığını, ancak konteyner krizinin devam ettiğini belirterek bu durumun gecikmelere neden olabildiğini belirtiyor. Bununla beraber Balcı, mobilya sanayisinin son 10 yılda önemli bir büyüme ivmesi yakaladığını söyleyerek Türk mobilyasının tasarım, kalite, hızlı üretim ve iş gücü ile birlikte jeopolitik gücünün de etkisi ile lojistik anlamda büyük bir avantaj sağladığını açıklıyor. Sektörün yıl sonu hedefi ise 4.3 milyar dolar.
ABD İLE EKONOMİK BAHAR
İlk 9 ayda en fazla ihracat yapılan ülkeler sıralamasında Almanya’nın ardından 2. sıraya yerleşen ABD’ye yönelik ihracatımız ise yüzde 47 gibi rekor bir büyüme yaşadı. 9 aylık dönemde dünyanın en güçlü ekonomisine 10 milyar doları aşan ihracat, bu anlamda Türkiye’nin tedarikte önemli bir oyuncu olduğunu bir kere daha kanıtladı.
Tedarikteki olumlu gelişmelerle birlikte, Türkiye’nin dünya ihracatı içerisindeki yeri de tarihinde ilk kez yüzde 1’i aştı. Buna göre yılın ilk 9 ayında yüzde 1,01 olarak kaydedilen küresel ihracat içerisindeki pay ile birlikte, Türkiye’nin payı 2000 yılına kıyasla 2,5 kat artış gösterirken 300 milyar dolar hedefi için çok önemli bir adım atılmış oldu.
Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı (TİM) İsmail Gülle de “Son 12 ayda 215,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek yıllık ihracat hedefimiz olan 211 milyar doları aşmayı başardık. Böylelikle orta vadeli program (OVP) hedefini şimdiden yakalamış olduk. 2026’da 300 milyar dolara ulaşacağız.” şeklinde konuşarak hedeflenen ihracat miktarının beş yıl içerisinde gerçekleştirileceği konusunda umutlu olduğunu açıkladı.
Devamı Z Raporu Dergisi Aralık 2021 sayısında…