TRUMP DEDİĞİNİ YAPIYOR
ABD’nin 45’inci Başkanı Donald Trump’ın dilinden “America first” lafı düşmüyor. Bir yıl öncesine kadar başkanlığı hayal olarak görülen Trump, geçtiğimiz 20 Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturunca söylemlerini yumuşatması umulurken tam tersi bir görüntü çiziyor. Daha ilk günden dünyaya endişe veren ‘çılgın’ vaatlerini icraata dönüştüren yeni başkan dünyada endişe ve belirsizlik oluşturuyor.
Sernur Yassıkaya
Bir yıl önceye kadar Donald Trump’ın yeni ABD başkanı olabileceğine dönük yorumlar, tebessüm ile karşılanıyor ve yüzde bir dahi ihtimal verilmiyordu. Trump’ın mevcut yerleşik düzeni sarsan vaatleri ile dünyanın en güçlü koltuğuna oturacağı 8 Kasım 2016 tarihinde kesinleşmesi tartışmayı bir başka eksene kaydırdı. Trump, her ne kadar 45’inci ABD Başkanı olsa da, Meksika sınırına duvar örme, ticaret anlaşmalarını iptal etme, iklim değişikliği ile mücadeleyi önceleyen tedbirlere son verme, Müslümanlara yönelik vize engeli getirme, İsrail’deki ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma gibi vb. çılgın vaatlerini yerine getiremezdi. ABD’nin mevcut sistem içi dengeleri ve uluslararası yükümlülüklerin Trump’ı çılgın vaatlerinden vazgeçireceği hiç değilse yumuşatacağı varsayılıyordu. Ne var ki tüm bu varsayımlar, tıpkı Trump’ın “ABD Başkanı seçilemeyeceği” gibi boşa çıkmış görünüyor. 20 Ocak 2017 tarihinde düzenlenen ve çiçeği burnunda ABD Başkanı’nın “iktidarın Washington’dan alınıp halka devredildiği” vurgusunu yaptığı yemin töreni konuşması sonrası, topa hızlı giren Trump, birbiri ardına imza attığı başkanlık kararnameleri ile ‘çılgın vaatleri’nin boşa söylenmiş sözler olmadığını adeta kanıtlamaya başladı. Yeni başkan şimdiden dünyada endişe ve belirsizlik oluşturmuş durumda. ABD’nin 45’inci Başkanının dilinden düşmeyen ‘America First’ yani ‘Önce Amerika’nın lafta kalmayacağı ve icraata de yansıyacağı ilk günden itibaren ortaya çıktı.
İSLAM COĞRAFYASININ TEPKİSİNİ ÇEKTİ
Trump, yemin töreninden hemen bir sonraki gün, attığı imza ile, Obama döneminde planlanmış enerji ve iklim değişikliği denetimlerini durdurdu. Böylece Trump, küresel ısınmanın, “ABD’ye yönelik bir Çin oyunu” olduğuna ilişkin inancının alelade bir sözden ibaret olmadığını göstermiş oldu. Trump’ın bir sonraki günkü icraatı ise Obama ile şahsi kavgası bulunan, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile telefon görüşmesi yapmasıydı. ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşımayı seçim sürecindeki vaatlerinden biri yapan Trump’ın ilk telefon görüşmesini, Başbakanlığı sırasında Doğu Kudüs’teki illegal yerleşim yerlerinin inşasının yaygınlaştığı, ülkesinde yolsuzluk suçlamaları ile yüzyüze olan Netanyahu ile yapması hem Arap hem de İslam ülkeleri için Ortadoğu’da yeni gerginliklerin habercisiydi. Telefon görüşmesinin hemen ardından İsrail yönetiminin Doğu Kudüs’te yeni yerleşim birimleri yapılmasına onay vermesi de dikkat çekici bir gelişme oldu. Trump’ın ikinci telefon görüşmesini de yine bir başka tartışmalı figür, Mısır’ın darbeci lideri Sisi ile yapması da tüm dünyayı şoke etti. Sisi’nin, Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael T. Flynn ile yakın dostluğu biliniyor. Yemin töreni konuşmasında tüm İslam coğrafyasının tepkisini çeken “radikal İslami terör” ile mücadele sözünün anlamının Sisi benzeri otokratik rejimler ile işbirliği olacağı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirttiği gibi Ortadoğu için doğru ve iyi bir mesaj değildi.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Şubat 2017 sayısında….