Avrupa Birliği’nin lokomotifi Almanya’da 18 yıldır Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin liderliğini üstlenen Angela Merkel’in sürpriz bir şekilde yeniden aday olmayacağını açıklaması sonrasında, geçtiğimiz Aralık ayında partinin başına geçen Annegret Kramp-Karenbauer, deneyimli ancak kapalı kutu bir siyasetçi. Yeni lider, ‘Mini Merkel’ olarak anılmasına sebep olacak kadar mevcut şansölye ile uyum içinde çalışsa da, bazı konularda ondan daha muhafazakâr görüşlere sahip.
Kadriye N. Tunçsiper
2021 yılındaki seçimlere katılmayacağını açıklayan Almanya Başbakanı Merkel’in yerine parti koltuğuna oturan Annegret Kramp-Karenbauer, halkın önemli bir kesiminin seçim tarihinden önce Merkel’in başbakanlığı devretmesi gerektiği düşüncesi ile birlikte daha fazla dikkat çekmeye başladı. Geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleşen parti seçimlerinde Merkel’in ezeli rakibini geride bırakarak parti başkanı seçilen ve kısaca AKK olarak adlandırılan Annegret Kramp-Karenbauer Katolik bir ailede dünyaya geldi, siyaset ve hukuk eğitimi aldı. 2011-2018 arasında ülkenin en küçük eyaleti Saarland Başbakanı olarak görev yapan Karrenbauer, partisinin genel sekreterliğini de yürüttü. Merkel ile bugüne kadar uyum içerisinde çalışan Kramp-Karrenbauer’in bir tür mini-Merkel olduğu sıklıkla dile getiriliyor ve bunun temel nedeni de mevcut şansölye gibi erkek rakiplerinin aksine, kutuplaştırıcı ideolojik söylemler kullanmak yerine halka açık bir şekilde uzlaşma yapılmasını tercih eden alçakgönüllü bir orta yaşlı kadın olması.
MARJİNAL DEĞİŞİKLİK OLASI DEĞİL
Merkel’in açık kapı politikasını desteklese de bu süreçte yanlışlıklar yapıldığını her fırsatta dile getiren deneyimli siyasetçi, zaman zaman asgari ücret, nükleer enerjinin sınırlandırılması, yoksullukla mücadele ve daha yüksek vergiler gibi geleneksel sol politikaları da destekledi. Suç işleyen mültecilerin kesin olarak sınır dışına çıkarılması gerektiğini belirten Kramp-Karenbauer, daha yoğun entegrasyon politikaları uygulanmasını da savunuyor. Saarland Başbakanlığı döneminde Türkiye’deki 2017 referandumu sırasında Türk siyasetçilerin konuşmasını yasaklayarak, bu konunun Türkiye’nin iç meselesi olduğu ve Almanya’da işi olmadığı söylemleri ile Türklerden tepki çekti. Aynı dönemde Türk kökenlilerin çifte vatandaşlık uygulamasının yeniden ele alınması gerektiğini belirten Kramp-Karenbauer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da Almanya’daki Türkleri etkisi altına almaya çalışmakla suçlamaktan da geri durmadı.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Şubat 2019 sayısında…