Keşfedilmemiş kıtayı keşfetmek; çözülmeyen sırları çözmek; 24 saat süren gün ışığına alışmak; Eksi 10 derecede baharı yaşamak. 28 ülkeye ait 101 üs ve burada çalışan bilim insanları. Kaldıkları üslerde yemek yapıyor, bulaşık yıkıyor, iki milyon yıl oluşan buzdan eriterek su içiyor. İnternet yok, elektrik yok. Burası bir kıta. Birleşmiş Milletler’in sözü geçmiyor. 1959’da 12 ülkenin yaptığı sözleşmeye göre yönetiliyor. 2048’te sözleşme bitecek. Kıta paylaşılacak. Ama nasıl? Krili, midyesi, balinaları, bol yağlı buz balıkları, morinaları, petrolü gazı, halen dünyanın suyunun dörtte üçüne sahip, yazdığımız kıta, “Antarktika.” Okyanus yüzeyinin yüzde 7’sini kaplayan deniz buzu iklim sisteminin vazgeçilmezi. Bu kıta sadece buz değil, küresel okyanus döngüsü için hayati. Dünyanın iklimini kontrol ediyor. Eriyen buzlar muhtemelen küresel akıntı sistemini değiştirecek. Bunu anlamak, katkıda bulunmak gerekiyor. İşte İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi, Türk Deniz Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk de her dilden, her dinden insana evrensel katkıda bulunmak için rotayı Antarktika’ya kırdı. Hayali, Türkiye’nin orada üs kurması. Antarktika’ya gitmek atık hiç zor bir şey değil. 3 bin Çinli penguenle fotoğraf çekmek için gitti, hatta orada evleniyorlar, Evde değil, buzulda tek başına olmak kesinlikle bambaşka bir duygu. Öztürk’le Deniz Müzesi’nde buluştuk, söze Osmanlı’dan girdik, deniz politikası dedik, “Antarktika” ile bitirdik.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Haziran Sayısında…