ENFLASYONDA KALICI ÇÖZÜM: ÜRETİM

Ekonomi ve iş dünyasının nabzını tutan Z Raporu, Nisan 2024 sayısıyla raflardaki yerini aldı. Bu sayıda, “Enflasyonun Kök Nedeni: Arz Eksikliği” başlıklı özel dosya ile enflasyonun sanılanın aksine talep değil, arz kaynaklı olduğu değerlendiriliyor.

Enflasyonun kök nedeni, enflasyonla kalıcı ve doğru mücadele açısından da kritik önemde. Talep yanlı enflasyonda ana politika talebi soğutmaya yönelik olması gerekirken, arz yanlı enflasyonda ise mücadele arzı artıracak tedbirler yönünde olmalı. Türkiye’de enflasyonla mücadelede daraltıcı politikalar kullanılıyor fakat İbn Haldun Üniversitesinde yapılan çalışma, enflasyonun talep kaynaklı değil arz kaynaklı olduğunu gösteriyor. Çalışmayı yürüten İbn Haldun Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhittin Kaplan, daraltıcı politikaların enflasyonu daha fazla tetikleyebileceğini, kalıcı çözüm için arzı geliştirecek politikaların geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

YENİ KÜRESEL SATRANÇ: NADİR ELEMENTLER

Küresel güç dengeleri, petrol ve doğalgazdan nadir toprak elementlerine kayıyor. Elektrikli araçlardan savunma sanayiine kadar kritik sektörlerin bağımlı olduğu bu stratejik hammaddeler için ülkeler arasında yeni bir rekabet başladı. Çin, bu alanda tartışmasız bir liderken, ABD ve Avrupa, tedarik zincirinde bağımsızlık kazanmak için harekete geçti. Türkiye ise Beylikova’da keşfedilen 694 milyon tonluk rezerviyle bu rekabette yeni bir güç merkezi olma potansiyeli taşıyor. Peki, ülkeler arasındaki bu görünmez savaş nasıl sonuçlanacak?

ŞİRKETLERDE FİNANSMAN ÇIKMAZI

Merkez Bankası’nın faiz indirimleri, reel sektörün kredi maliyetlerini düşürmeye yetmedi. Bankalar, enflasyonu tetikleyen alanlardaki kredi faizlerini ticari kredi faizlerinden daha hızlı şekilde aşağı çekme eğilimine girdi. Reel sektörün beklentisi ise politika faizi düşerken, ticari kredi faizlerinin de buna paralel şekilde aşağı gelmesi yönünde.

İŞE ALIM SÜREÇLERİNDE YENİ DÖNEM

Dijitalleşme ve yapay zekânın etkisiyle istihdam ve işe alım süreçlerinde yeni bir döneme girildi. Öyle ki işverenlerin yüzde 78’i, yetkinlik bazlı işe alım yöntemlerinin geleneksel işe alım süreçlerine kıyasla daha adil ve etkili olduğunu düşünüyor. Yapay zekânın ve veri analitiğinin desteğiyle iş ilanlarının adaylarla daha doğru eşleşmesi ve işverenlerin en uygun adaylara ulaşması ile verimlilik artarken, bu süreç sadece deneyime değil, beceri ve potansiyele dayalı yeni bir dönemin kapısını aralıyor.

EKONOMİYİ DAHA İYİ OKUMAK İÇİN

Z Raporu’nda Nisan sayısı farklı dosya konuları ile de dopdolu. ‘Avrupa’nın Güvenlik Krizinin İlacı: Türkiye’ dosyasında yeni dönemde Türkiye’nin Avrupa güvenlik stratejisindeki rolü incelenirken, ‘ABD borç sarmalında’ dosyasında ise ABD’nin borç artışı ve bütçe açıklarının küresel ekonomiye etkileri değerlendiriliyor.

Pazarlama Dünyası köşesinde Esad Sivri ‘Gerçek marka nasıl olunur?’ başlıklı değerlendirmesinde satış sonrası müşteri memnuniyetini işlerken, Levent Yılmaz, “Belirsizlik çağı, riskler ve ekonomi güvenliği” başlıklı analizinde Trump sonrası dünyadaki değişimi ele alıyor. Bir ülke köşesinde Danimarka ekonomisi ve Danimarka ile ekonomik ilişkiler değerlendirilirken, Vergi Rehberi köşesinde ise Hakkı Sayan, vergi planlaması konusunu işliyor.

Z RAPORU YAZARLARI EKONOMİK VE SİYASİ GELİŞMELERİ YORUMLUYOR

Z Raporu’nun yazar kadrosu da ekonomi gündemine dair görüşlerini Z Raporu okuyucuları için kaleme almayı sürdürüyor. Semra Karabaş, Ali Saydam, İbrahim Acar, Prof. Dr. Kadir Tuna, Dr. Mehmet Akif Soysal ve Prof. Dr. Metin Toprak gündemdeki son gelişmeleri değerlendirirken; Mustafa Özel, İz Bırakanlar köşesinde ‘Doğtaş Yönetim felsefesi II’ konusunu ele aldı. Analist Cüneyt Paksoy da her ay olduğu gibi piyasadaki son gelişmeleri yorumladı.