Röportaj / Meliha Okur
Çalışmaya kısa pantolonlu iken başlamış. Babasının elinden tutup, onun tuhafiye dükkanına gittiği çocukluğunu hiç unutmuyor. İki üç kişinin çalıştığı ekmek kapısında pişmiş. İzleyici olmayı öğrenmiş. Şimdi unutulan çıraklık döneminden geçen bir beyaz yakalı Daniş Navaro. Hem iyi eğitim, hem çalışma hayatı kendisini anlamasını sağlamış. 35 yıldır iş hayatının içinde.
Çalışmak Navaro’nun hayatının öznesi. Ama nasıl çalışmak? Sürekli kendisiyle hesaplaşma oyununu oynuyor. “İnsan felsefi bir varlıktır” diyor. Felsefe sorgulama, derinleşme demek. Yıllardır çalışıyorum, hiç böyle bir CEO ile çalışmadım. Bilgili, şeffaf, etik akıl sahibi. Kendisine, “Ferrari’ sini satan bilge” desem kızar. Çünkü bu tip sığ yaklaşımların kimseye bir şey katmadığını bilen çağdaş bir bilge CEO Navaro. Alman yapı sektörünün en prestijli şirketi Monier’in CEO’su. O kadar işin arasında kitap bile yazmış. “Kariyer ve Varoluş’ insanın kendisini, işini, sistemi anlaması için bir rehber niteliğinde.
Varolmak bir çıkmaz sokak, bu sokak edebiyatın baş oyuncusu insan. Öyle ya insanın yolunu açması önemli değil mi? Hayatınıza küçük bir ışık yakmak. Navaro ile yaptığımız söyleşi tam da bu. Yüzüyor, spor yapıyor, okuyor ve ailesine çok bağlı. Söyleşi öncesi Caddebostan Sahili’nde yürüdük, koştuk. Sonra da konuştuk. Koçluk eğitimi var, emekli olunca üniversitede ders verecek.
Çalışmak nedir?
Çalışmak yaşamın kendisidir. Çalışmak bir insanın umudunu, hayalini, becerisini, fikirlerini bir bütün halinde eyleme dönüştürmesidir. Çalışmak insanın derinlemesine var olmasıdır. Ücrete bağlı bir şey değildir.
İşsizliği nasıl tanımlıyorsunuz?
İşsizliği ücrete bağlı olarak görmüyorum. O bize sistem tarafından öğretilen bir kategori. Para almıyorsan işsizsin. İktisat toplumunda kadın işsiz olarak geçiyor. Biz bir iktisat toplumuyuz.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Kasım sayısında…