Safavi ve Osmanlı Devleti… İran Güneşi ve Türk Hilâli… Bunlar arasında tarihi çekişme bir türlü sonlanmıyor! İki komşu, iki rakip. Nedense İran ve Türkiye arasında yüzyıllardır süren çekişme bir türlü klasik oyun rekabetinin dışına çıkmadı, çıkmıyor. Suriye krizi altıncı yılına girerken bile iki komşu arasındaki ilişkilere darbe vuramadı. Her şeye rağmen iki ülke ekonomik ilişkilerini geliştiriyor. Petrol, gaz ve ticari projelerle ilişkiler daha da güçlendiriliyor. Nükleer ambargo yaptırımları döneminde bile Türkiye ile İran’ın ticari ve mal ilişkileri aksamadı. Ancak bölgede büyük bir oyun oynanıyor. Türkiye de, İran da oyunun içinde. Her iki ülke dostlarıyla iyi geçinmek istiyor. Oyuna sonradan dâhil olan hegemonik güç ABD nedense iki ülkenin dostluğunu sevmiyor. Bir yıl önce Türk-İran İş Konseyi Başkanı seçilen ve bölgeyi çok iyi bilen Bilgin Aygül ile İran’ı konuştuk.
Meliha Okur
Türkiye-İran ilişkilerinde gelinen nokta nedir?
İran’da bizim açımızdan çok şey değişmedi. İran, İslam Devrimi’yle birlikte farklı uygulama şekilleriyle ambargolara muhatap oldu hep…
Nükleer ambargo yaptırımı bitti mi?
ABD insan haklarından kaynaklı yaptırımlara ağırlık verdi. 2012’de uygulanan nükleer ambargoyla ise İran’ın petrolünü doğalgazını, madenlerini satmasını engelledi. Yabancılar bankacılık operasyonları kesilince otomatikman İran’dan çıkmak zorunda kaldılar. Şimdi nükleer ile ilgili yasaklar kalkıyor.
“İnsani yardım” kapsamında komşuluk vazifemizi yaptık mı?
Elbette. Türk firmaları, Türk iş adamları hep İran’daydı. İran’la aynı coğrafyayı, aynı kültürü paylaşıyoruz. Bu coğrafyanın iki önemli ülkesiyiz. Bu iki ülkenin işbirliği coğrafyanın hem barışını hem refahını geliştirir.
En çok hangi dönemde İran’a yatırım yaptık?
İşadamlarımız 2008’de ambargonun en zor koşularında en önemli yatırımlara imza attılar. Mesela gübre fabrikaları, milyar dolarlık yatırım yaptı.
Halk Bankası’nın yolcuğuna bakalım mı?
Bir dönem üçüncü ülkelerin finansmanı Türkiye üzerinden yapmaları olası idi. Halk Bankası’ndaki paralarla doğalgaz ve petrol aldılar. Son dönemde Türkiye, doğru bir kararla hem ambargo sonrası hem üçüncü ülkelere kullandırtmadı o paraları.
2012 dış ticaretin zirve yaptığı dönem mi?
O yıl İran ile dış ticaret hacmi yaklaşık 22 milyar dolar. Türkiye komşu olarak hep İran’ın yanında durdu. Nükleer görüşmelerde de, ambargo şartlarının ağırlaştırılma koşullarının değerlendirilmesinde de…
Doğalgazı 2001’de mi almaya başladık.
Evet. Doğalgaz alımıyla iş hacmimiz artarak büyüdü.1 milyar dolar olan dış ticaret hacmimiz uçtu
İki ülke arasındaki dış ticaret sürdürülebilir mi?
Sürdürülebilir olmasında endişemiz var. Çünkü dış ticaretin yaklaşık dörtte üçü doğalgaz, petrol ve altından oluşuyor. Altın ihracatı mücevhere, işlem dışı altına dönüşmeye başladı.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Kasım 2016 sayısında….