Güney Koreli şirketler, son yıllarda Türkiye’de daha faal olmaya başladı. Yavuz Sultan Selim, Avrasya derken şimdi de Çanakkale Köprüsü, Korelilerin de içinde bulunduğu konsorsiyum tarafından inşa edilecek. 1,4 trilyon dolarlık ekonomisi ile göz kamaştıran ülkedeki Türkiye sevgisi ise bir başka. Onlar için Türkiye, Ortadoğu’da stratejik ortak, Avrupa’ya açılan kapı, kazançlı bir yatırım ortamı olsa da, önemli ber motivasyon da ‘vefa’. 17 Eylül 1950’de İskenderun limanından hareket eden ve 714 şehit veren Türk taburu hâlâ Korelilerin kalbinde. Bugün her şirket yatırımında mutlaka bu olayın izleri var. İki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkiler tarihte eşine az rastlanır türden…
Orhan Orhun Ünal
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Doğu Asya, en dinamik ekonomilerin bulunduğu yer oldu. 1950’lerde yeniden toparlanıp eski gücüne kavuşmaya çalışan Japonya ile birlikte 1960’larda Hong Kong, Singapur, Tayvan ve Güney Kore çarpıcı bir ekonomik gelişme gösterirken, bunları ikinci dalga olarak Tayland, Endonezya, Malezya gibi yoksul Doğu Asya ekonomileri izledi. Son 40 yılda Güney Kore ise, inanılmaz bir ekonomik kalkınma ve yüksek teknolojili – ihracata dayalı sanayileşme modeli uyguladı. Küresel ekonomiye gösterdiği uyum, ihracat performansı parmak ısırttı. 1960’lı yıllarda, kişi başı Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) açısından, Afrika’nın ve Asya’nın fakir ülkeleri ile aynı seviyedeydi. 2004’te ise Güney Kore, trilyon dolarlık ülkeler kulübüne katıldı. Güney Kore’nin bu başarısı, kimilerine göre ‘Asya mucizesi’ kimilerine göre ‘devlet kapitalizminin iyi bir sonucu’ nasıl tanımlanırsa tanımlansın ülke bugün, 1.4 trilyon dolarlık ekonomisi, 509 milyar dolarlık ihracatı, Samsung, LG, Hyundai, KIA gibi dünya markalarıyla göz kamaştırıyor. CIA verilerine göre, Koreli firmaların küresel doğrudan yatırım miktarı 2016’da 318 milyar dolar oldu. Doğrudan yatırımlar için ise dünya pazarlarını sürekli takip ediyorlar.
ALTYAPI DEVRİMİNDE GÜNEY KORE İZLERİ
Türkiye, bu alanda öne çıkan ülkelerin başında gelirken, her zaman ayrı bir yerde. Bugün her Koreli firma için Türkiye potansiyel bir yatırım bölgesi olduğu kadar, ‘Kardeş ülke’ durumunda. Ülke, son yıllarda altyapı yatırımlarında öne çıkıyor. Marmaray ve Avrasya Tüneli gibi dev projelerin ardından Çanakkale köprüsü ihalesini de Koreli iki firma olan SK ve Daelim kazandı. (Oluşturulan konsorsiyumla) 10 milyar 354 milyon 576 bin 202 TL maliyet 5,5 yıllık yapım süresi ile kazanılan ihale sonrasında gözler yeniden Güney Kore’ye çevrildi. Bizde son yıllarda Güney Korelilerin bu artan ilgisinin nedenini inceledik. Aslına bakarsanız hikayenin bir kısmı Türkiye’nin ekonomisine ve potansiyeline olan güvenle ilgili olsa da önemli bir bölümü duygusal bir hikayede gizli. Bu, bir savaşın ortasındakurulan bir okulun da öyküsü…
‘ONLAR İYİ BİR AMAÇ UĞRUNDA HAYATLARINI FEDA ETTİLER’
1950-1953 yılları arasındaki Kore Savaşı, Soğuk Savaş’ın ilk sıcak çatışmasıydı. ABD ve müttefikleri Güney Kore’yi desteklerken Çin, Kuzey Kore’yi destekleyince savaş uluslararası bir boyut kazandı. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 5090 kişilik Birinci Türk Tugayı, 17 Eylül 1950’de İskenderun limanından hareket ederek 12 Ekim 1950’de öncü takım Pusan limanına ulaştı. Türk askeri birçok ülke gibi savaşta uluslararası güç olarak yer alsa da Korelilerin kalbinde farklı bir yere sahip oldu. Nedenlerini Koreliler saymakla bitiremiyor. Savaş sırasında Türk birliğinin bulunduğu yerlerden biri olan Suwon’da askerler yetim kalan çocuklara bakmak için açtıkları okula ‘Ankara okulu’ dediler. 70’li yıllara kadar açık olan okuldan 640’tan fazla öğrenci mezun oldu. Bugün mezunlardan 20’ye yakını hala hayatta. Türkiye, ateşkes sağlandıktan sonra Kore’de cephe gerisini hemen bırakmaz. Güvenliğin tam olarak sağlanmasını bekler. Türk askeri sahip çıktığı yetimleri kaderlerine terk etmez ve bazıları tahsil için Türkiye’ye getirilir. 60 yıl sonra hem Kore’de evlat edinilenler hem de ülkemizde eğitim alanlar, buradaki manevi ailelerini buldu. Kore Savaşı’nda 741 şehit veren Türkiye bu nedenle, ülkenin gözünde her zaman minnet ile birlikte anılıyor. Korelilerin de dediği gibi “Onlar iyi bir amaç uğrunda hayatlarını feda ettiler.”
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Mart 2017 sayısında…