Dünya ekonomisi 2017 yılında bir hareketlenmeye şahit oldu. Önceki yıl yüzde 3,2 büyüme kaydeden küresel ekonomi, tahminlere göre 2017 senesinde hızını yüzde 3,6’ya çıkarmayı başardı. Bu gelişmenin arkasında ise hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin olumlu katkılar verdiği dengeli bir görünüm göze çarptı. Elbette gelişen ekonomiler yine küresel büyümenin motoru oldu ancak yüksek gelirli ülkelerde artan sürat de, global kriz sonrasındaki süreç adına gülümseten bir durum oldu. Nitekim tabloda da görüldüğü üzere, ABD’den Euro Bölgesi’ne, Kanada’dan Japonya’ya önde gelen ekonomilerde GSYH gelişim oranlarında yükselişler gözlendi.
Gelişen ülkelerin vitesi bu dönemde bir parça yükseltmesinde ise, özellikle Rusya, Brezilya, Nijerya gibi emtia gelişmelerinin etkisiyle geçtiğimiz yıllarda daralmalar kaydetmiş ekonomilerin düze çıkmayı başarması rol oynadı. Bununla birlikte, Çin’de son yıllarda hızı düşen büyümenin istikrarlı bir seviyede tutulmasını da, bu kapsamda not düşmek gerekir. Hindistan ekonomisi ise geçtiğimiz yıl güçlü bir büyüme kaydederken, aynı zamanda bir yavaşlamaya da imza attı.
2017’de gelişmekte olan kategoride büyümesiyle en dikkat çeken ülkenin ise, Türkiye olduğu iddia edilebilir. IMF projeksiyonları içeren tabloya Türkiye’yi dahil etmedim zira görünen o ki revize edilen veriler dahi yakalamış olduğumuz tempoyu eksik yansıtıyor. Son göstergeler doğrultusunda 2017’de yüzde 6-7 bandında bir GSYH artışı kaydetmiş olan ekonomimiz, 2016’da darbe girişimi nedeniyle uğradığı sekteyi seri bir şekilde atlatmış oldu. Bilhassa finansman ve teşvikler marifetiyle sağlanan kolaylıklar, dış talebin de vermiş olduğu destekle bu dönemde ekonomimizin adımlarını hızlandırdı.
Bu noktada, 2018’e dair projeksiyonlara da yer vermekte fayda var. Öncelikle 2018 yılı, dünyada 2017 kadar ekstra bir ilerleme getireceğe şimdilik benzemiyor. IMF projeksiyonları, küresel ekonominin gelişim hızının bu sene bir tık yükselip yüzde 3,7 olabileceğini öngörürken, bu beklentiyi gelişmekte olan ekonomilerin olumlu etkilediği söylenebilir.
Devamı Derin Ekonomi Ocak 2018 sayısında …