Mart ayı, dört orta ölçekli ABD bankasının kurtarılmak zorunda kalındığı ve büyük bir İsviçre bankasının da diğer bir bankaya devredilmesine gerek duyulduğu sıra dışı bir ay oldu. Yine bir Alman bankasının öz sermaye değeri ciddi bir erozyona uğradı. Her şey, Silicon Valley Bank’ın (SVB) elinde tuttuğu ABD devlet tahvillerinin satışından yaklaşık 2 milyar dolar zarar ettiği haberi üzerine mevduat sahiplerinin varlıklarını çekmesinin ardından kurtarılmak zorunda kalmasıyla başladı. Anlaşılan, SVB’nin uzun vadeli devlet tahvillerinden oluşan büyük bir portföyü bulunuyordu. Yaşanan durum ciddi bir vade uyumsuzluğunun açık bir örneği. Şaşırtıcı bir şekilde, bankacılık düzenleyicileri dahil hiç kimse, ABD Merkez Bankası Fed faizleri hızla yükseltirken bile faiz riski beklemiyordu. Ancak gerçekte şöyle bir durum söz konusu: Yükselen faizler, bankaların bilançosundaki kalemlerin değerini etkiler. Yani bundan hem varlıklar hem borçlar etkilenmekte olup, etki her kalemin vadesine göre belirlenir. Bankaların aracılık işlevinden dolayı, varlıkların vadesi, büyük bir kısmı mevduattan oluşan borçların vadesinden her zaman daha uzundur.
Devamı Z Raporu Mayıs 2023 sayısında…